Dünyanın incisi , bir benzeri daha olmayan Diyarbakır surları…
Çin seddinden sonra , Dünyanın en uzun ve en görkemli surları Diyarbakırı tarih boyunca cocuklarını koruyan bir anne gibi kucaklamış ve kurulmuştur.
Surların uzunluğu 5 Km’dir. 10-12 mt Yüksekliği , 3-5 mt arasında değişen genişliği vardır. Siyah renkli Bazalt taşlardan yapılmış olup devrinin güvenliğini geniş ölçüde sağlamıştır. Özellikle Romalılar , Bizanslılar , Abbasiler , Mervaniler , Selçuklular , İnanoğulları , Artuklular , Eyyübiler , Akkoyunlular ve Osmanlılardan günümüze kadar gelen burç kitabe ve çeşitli kabartmalar bir tarih hazinesidir.
Kitabe kabartmaları , surların üzerinde birer sanat eseridir.Bunlardan yedi kardeş , Selçuklu burçları , Nur ve evlibeden burçları kültür mirasıdır.
Çoğunlukla hayvanlardan etkilenerek yapılmış olan bu figürler , Aslan , Kaplan , Çift başlı Kartal , At ve Kuş kabartmalarıdır. Çift başlı Kartal , Selçukluların sembolu olmuş , Güç ve İhtişamı temsil etmiştir.
Diyarbakır surları , yanlız yurdumuzun değil Dünya kaleleri arasında Çin seddinden sonra günümüze kadar ayakta kalan muhteşem bir yapıdır. Geçmiş tarihten bu yana , dünyanın her yönüne acılacak sekilde insaa edilmiş kapıları vardı. Hiç bir şekilde kereste kullanılmamıştır , sadece demir kullanılmıstır. Doğuya bakan kapı Dicle kapısı (yeni adıyla Yeni Kapı) , Batıya bakan Rum kapısı (yeni adıyla Urfa Kapı) ; Kuzeydeki kapı Ermeni kapısı (yeni adıyla Dağ Kapı) , Güneye bakan Teli kapısı (yeni adıyla Mardin Kapı).
Bu surların dışında bir sur daha vardır ki , bunlar da iç kale ve dış kale olarak adlandırılır. İç kale Fis kayası denen bölgededir. Saint George Kilisesi en eski yapılardan olup o da bu bölgededir. Dış kale ise , iç kaleyi saracak şekilde yapılmıştır. Bütünü ile kapılar yolu ile eski Diyarbakır şehrini sarmıştır. Diyarbakır surlarına görkemli ve tanınmış burçlar yedi kardeş , evlibeden , ulubeden veya benusen , kıral kızı , keçi , mervani ve akrep burçlarıdır.
Surlar yöreye özgü malzemelerden yapılmıştır. Bazalt taşı , bu özel malzemedir. Dış cepheler , kesme taş biçiminde , iç yüzeyler ise az işlenmiş biraz kaba olup yontu taşlarla örülmüştür. Kullanılan harçlara gelince , bunlar nehir kumu ve kireçten oluşmuştur. Surların burçlar kısmında ve kapalı alanlarında tuğla kullanılmıstır.
Diyarbakır bir tarih kenti olup , tarihin taşlara yazılmış oldugu bir yerdir. Peygamberler ve sahabiler şehridir. Otantik yapısı , coğrafyası , tarihi , edip ve şairleri ile bir müze şehridir.
Sokak ve caddeleri size bir merdiven olacak ve sizi asırlar öncesin tarihin derinliklerine misafir edecektir.
Not: Prf. Yusuf Kenan HASPOLAT ‘ın Diyarbakır ekonomi tarihi isimli eserinden yararlanılmıştır.
HABER: ZEKİ BARUT
Bir yanıt yazın