Paris’te yapılan ve kendisinin de UCLG Başkanı olarak katıldığı İklim Zirvesi hakkında bilgiler veren Topbaş, dünya liderlerini ve yerel yönetimleri bir araya getiren zirvede ekolojik kıyamet endişesi ve dünyanın geleceğinin ciddi şekilde tartışıldığını, çözüm yollarının arandığını anlattı.

Topbaş, “Yoğunlaşan şehir nüfuslarının getirdiği problemlerin konuşulduğu toplantılarda sürdürülebilir bir yaşam için ekolojinin mutlaka korunması gerektiği vurgulandı. Biz de şehirlerin ekolojik bir restorasyona gitmesi gerektiğini söyledik. İnsanın diğer canlılara ve bu ekosistemin devamına ihtiyacı var. Dünya liderleri, yerel yönetimleri, hatta sevil toplum kuruluşları ve vatandaşlar, başka gerginlikler çıkarmak yerine bir araya gelerek gezegenimizin yarınlarını düşünmesi gerekiyor. Çocuklarımızın yarınlarını düşünmek zorundayız” diye konuştu.

2050 yılına varmadan dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağını ve bu insanların 7 milyarının şehirlerde yaşayacağını kaydeden Topbaş, “Şehirler bu nüfusu nasıl kaldıracak? Bu kadar insana yaşam alanı oluşturmak için şehirlerdeki tahribatı düşünün. Sağlıklı su ve gıdaya nasıl erişilecek? Bunların hep gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu tabloyu insanoğlu olarak bizler hazırladık” diye konuştu.

İstanbul’a 12 yılda 23 milyar dolar yatırım…

Yoğun şehirleşme ve teknolojik gelişmelerin çevre hassasiyetini arttırması gerektiğini vurgulayan Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 2016 yılında çevre yatırımlarına bütçelerinin yüzde 20’sini ayırdıklarını, ulaşımdan sonra en büyük yatırım kaleminin çevre olduğunu söyledi. İstanbul’a 12 yılda 23 milyar dolar yatırım yaptıklarını belirten Topbaş, yerel yönetim olarak metroları dahi kendi belidyenin kendi bütçesiyle yaptığının altını çizdi.

BM Kadın Birimi ile “Kadına Şiddete Hayır” temalı dünya çapında bir aktiviteyi İstanbul’dan başlattıklarını hatırlatan Topbaş, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde de aktivitenin kapanış programını yine İstanbul’dan yapacaklarını açıkladı. Kadına şiddetin bir vahşet ve kabul edilemez bir durum olduğunu ifade eden Topbaş, tüm şehirlerin aynı hassasiyeti taşıması gerektiğini dile getirdi.

“Suriyeli mültecilere biz de kapımızı kapasaydık ne olurdu?”

Konuşmasında Türkiye’nin 2,5 milyon, İstanbul’un da resmi olarak 350 bin Suriyeli mülteciyi misafir ettiğini hatırlatan Kadir Topbaş, kayıtsız mültecilerle İstanbul’da 500 bini aşkın mültecinin yaşadığını söyledi.

Paris’teki İklim Zirvesi’ndeki konuşmasında “Türkiye de bu mültecilere kapılarını kapatsaydı ne olurdu?” diye sorduğunu aktaran Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu insanlar tüm insanlığa öfkeli hale gelirdi. İçinde öyle bir intikam olurdu ki…Çünkü arkasında düşman önünde duvar, içeri almıyorsunuz. Kendi dışındaki bütün milletlere düşman olurdu. Kendini kabul etmeyenleri gördüğü yerde öldürmeye çalışırdı. Bu yönünü kimse görmüyor. Şimdi hiç olmazsa umutları var. Ekibime, ‘Suriyeli mülteciler ve özellikle çocuklar için gıdasından eğitime kadar her türlü ihtiyaçları için yardımcı olun’ talimatını verdim. Bazı ailelere üçer beşer ev kiralıyoruz, parasını belediye olarak biz karşılıyoruz. İnsan bunlar… Yine arkadaşlarıma, ‘Hayata tutunabilecekleri iş verme imkanınız varsa verin’ diyorum” ifadelerini kullandı.

“İnsanlık olarak bir imtihandayız. Ben filan yerdeyim, tuzum kuru diyemez ikimse. İnsan her yere gider…” diyen Topbaş, “Bu insanlara yön verecek insanlarız, ama çok ciddi sorumluyuz. Suriyeli mülteciler konusunda yerel yönetimlere ne düşüyorsa biz buna varız. TBB ve UCLG Başkanı olarak söylüyorum; Hükümetlere bu konuda yardımcı olmaya hazırız. İnsanlık için, gelecek için birlikte çalışabiliriz” şeklinde konuştu.

Başkan Topbaş’tan sonra söz alan başkonsoloslar ise, İstanbul’daki gelişmeleri yakinen takip ettiklerini ve Kadir Topbaş’ın İstanbul’un dünyanın önde gelen şehirleri arasına soktuğunu söyledi. Toplantı hatıra fotoğrafıyla sona erdi.