Heybemiz sessiz sedasız yitirdiğimiz bir yığın değer dolu. Demode diyerek ayrıştırdığımız; eskilerin aşina olduğu o tüm sözcükler, kavramlar, anlayışlar, zamanlar yok artık. Azığımız, içini boşalttığımız duygu ve davranışlarla tefekkürsüzce yaşamak olmuş.
Sorgulamayı unutmuş bize dayatılan her durumu doğrusu bu diyerek kabullenmeye alışmışız. İdol olarak gösterilen kalıpların tesiriyle yaşamaya o kadar aşinayız ki farklı bir düşünceyi duymaya bile tahammülümüz kalmamış. Ön yargılarla çevirdiğimiz surdan kalelerimize kapatmışız kendimizi. İnsan olarak yaşama sanatını unutmuş, taassup yaşamların gölgesinde ezilmeye mahkum olmuşuz.
Soru sormaya korkuyoruz. Doğru bildiğimiz yanlışlardan kurduğumuz o kaleleri yıkmaya cesaretimiz yok. İnsan neden var, nasıl yaşar, ne söyler, ne dinler? Milyonlarca soru sorabilirsiniz; ama cevaplarını bulmaktan da milyonlarca kez kaçabilirsiniz.
Bizleri üstün kılan tek güç akıldır. Bu gücü kullanmadığımız müddetçe oturduğumuz yerden üstünlük beklentimizin olması ne acı. Alışkanlıkların gölgesine sığınıp akıp giden zamanın eteklerinden döktüğü kırıntılarla avunmaktan bıkmadınız mı?
Heybemiz bomboş. Düşünerek, sorgulayarak üstünlüğü yaşamaya ne dersiniz?
Hadi, şimdi başlayalım!
Neden sorgulamıyoruz?
Bizi düşünmekten alıkoyan ne?
Bunu düşünerek bir bir devirelim o surdan kaleleri.
Kelimelerin törpülemeye çalıştığı tüm sorunları haykıralım.
Dilek Köksal
Harika olmuş hocam tebrik ederim 🙏