Beni, ne alıkoyuyor bilmiyorum, Çok seviyorum ara ara yalnızlığı tercih edip, bolca düşünmeyi… Düşünmekten de öte gözlemlemeyi…
Koca bir yılı değerlendirmeyi !
Eksiler artıları götürmüyorsa” devam” diyebilmeyi.
Sonra izliyorum: Şeytana şapka çıkarılacak düşmanlıkları, Tilkiyi “hiç” yapacak kurnazlıkları, İyi insanların faydasız uğraşlarını, Bir fincan kahvenin dört saniye dahi etmeyecek hatrını, En çok da kendini “en akıllı ve bulunmaz” sanan ahmakları, Bencilliği yaşam şekli yapanları, Kimsenin hayatına dokunmadan “ot” gibi geçirilen ömürleri, İnsanları mercimek kadar akıllarıyla kullanmaya çalışanları, Kötü niyetlerinin dönüp dolaşıp kendilerini bulacağından habersiz, nefisleri hayvanlaşmış yaratıkları…
Gözlemleyip, gülümseyip ve en çok da bunları bilerek susmayı seviyorum!
Bu kadar mı? Hayır elbette! Hurda arabasına çiçek yerleştirip, gözleri parlayarak işini yapan delikanlı, Taş merdivenlere oturup, dua eden yaşlı teyzem, Gözleri parlayarak sokakta top oynayan çocuk, Seni sevdiğini iliklerine kadar hissettiren dostlar, Karşılıksız sevginin tek adresi anne, Şükür sebebin bir evlat, Ve daha yazılası bir çok güzellik…
Eksiler artıları götürmüyor! Umudun bedelini ödemeye de hep razıyım. Vasat bir öfkeye kapılmadan “işte burdan aynen devam”….
Gökçe kız…
Bir yanıt yazın