Kartal işadamlarından, DSP Kartal İlçe Başkanı, İl Başkan Yardımcılığı, iki dönem milletvekili adaylığı, MHP MYK üyeliği ve Cem Vakfı Genel Başkan Yardımcılığı yapmış,şu an siyasi hayatına CHP’den devam eden, Kartal’ın genel ve yerel sorunlarıyla yakından ilgilenen deneyimli siyasetçi Ercan Güvenç, gazetemiz “GAZETE 34”e bir demeç verdi.

“ Bu seçimlerin diğerlerinden farklı bir yanı var”

Türkiye, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için sandığa gidecek.

Bu seçim, geçen yıl yapılan anayasa değişiklikleri ve buna ilişkin uyum yasaları çerçevesinde pek çok değişikliğe sahne olacak.
Hükümetin erken seçime gitme nedenini siyasi, güvenlik ve ekonomik sebeplerden açıklanmış olsa bile inandırıcı bulmuyorum.
Bu seçimle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yıllarda ilk kez bu kadar çetin bir seçimle karşı karşıya olduğunu görüyorum.
Halkın, Erdoğan’ın eşi benzeri görülmemiş güce ulaşmasını muhalefetin durdurulabileceğine dair umutları oldukça yükseldi.
25 Haziran sabahı kalktığımızda her iki kesim seçmenlerinin sevinçleri farklı olacak.

NEDEN SEVİNÇLİ(Millet İttifakı)
-Ülkenin hukuk ve yönetim sisteminde adalet olacak.
-Tek Adam yönetimi sona erecek.
-Asla rejim kaygısı olmayacak.
-Cumhuriyet değerlerine sadık kalınarak kendini özgür ve güvende görecek.
-Devlet gücünden tüm yurttaşlar eşit şekilde faydalanacağında emin olacak.
-Siyasi kadroların rejime karşı suçları olmayacağına sonsuz güvenleri olacak.
-Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini kurumsallaştıracağına güvenleri tam olacak
-Osmanlı’yı miras kabul edip asla geri dönüşü kabul etmeyecek.
-İslam ülkeleriyle işbirliğimizi karşılıklı çıkarlar içinde yürüteceğine inancı tam olacak.
-Laikliğin yaşatılmasında asla endişe duymayacak.
-AB’ye girişimiz mutlaka gerçekleşecek.
-Mezhepsel ayrımlar olmayacak.
-Millet olma ilkemiz ve duygumuz
yok edilemeyecek.
-Kadın İslam adı altında Araplaştırılmayacak ve zorla kapatılmayacak.
-Milli ve Yerli adına Türklüğümüz yok olmayacak Vb.

NEDEN SEVİNÇLİ(Cumhur İttifakı)

-İslami öğeler önde tutularak kendini daha özgür hissedecek.
-İktidar gücünden faydalanıyorsa, faydalanması devam edecek.
-Siyasi kadrolar suç işlemiş ise cezasız kalacak.
-Yüzyılın rövanşı alınacak.
Osmanlı yönetim anlayışı yeniden hâkim kılınacak.
-İslam ülkeleri ile işbirliğimiz daha yoğunlaşarak başkanlık halifelik makamına dönüşecek vb.
Bu seçimin kaderini belirleyen yeni anayasa, uygulanırsa neleri değiştirecek?
Bu değişiklikle bu seçimden sonra Türkiye nasıl bir Türkiye olacak.
Kısaca bir göz atalım:
-Yargı ve yürütme yetkisi dolaylı olarak Cumhurbaşkanına verilecek
-Seçimler dar bölge planı ile yapılacak.
-Parlementer sistemin hükmü kalmayacak.
-Bütçeyi meclis değil cumhurbaşkanı belirleyecek.
-Cumhurbaşkanına kararname yetkisi verilecek.
-Kararnamelerle savaşa karar verme yetkisi Cumhur İttifakı’na verilecek Vb.
Yani bu yetkileri alt alta topladığımız zaman
TEK ADAM.
Dilim ve aklım neyi söylemek ister?
DEMOKRAT ADAM
Mevcut hükümetin erken seçime gitme gerekçesini inandırıcı bulmadığımı söylemiştim.
Evet, AKP’nin seçmen nezdinde kayıpları var.
-Cumhurbaşkanından tutun da belediye meclis üyesine kadar metal yorgunluğu var.
-Yolsuzluk ve adaletsizliklerin partiye getirdiği olumsuzluklar var.
-Çocukların, akrabaların ve yandaşların zenginleşmeleri dolayısıyla beraberindeki yıpranmışlıkları var.
-Ülkemizin genel ekonomik sıkıntıları ve güvenlik sorunları var.
Hükümet bu ve benzeri sorunları parlementoda çoğunluğu var ilken ve,seçimlere bir buçuk yıl gibi normal süresi içinde çözme kudretine sahip ilken neden erken seçime gidildi? Bunun dış kaynaklı ve bölgesel beklentiler olduğunu düşünüyorum.
Bunların arasında İsrail ve İran ilişkilerinin erken seçimimizle yakın ilgisi olabileceğine inanmaktayım.
Ayrıca son yıllarda ABD ve AB ilişkilerimizin olumlu gitmemesini seçimlerin erkene alınmasında önemli sebeplerden görüyorum.
Büyük oyuncular şimdiye kadar ülkemizin büyük sorunların kaynağını, daha çok bizlere iç sebeplerden kaynaklanıyor gibi gösterirdiler.
Şimdi de anayasal sistemimizi değiştirerek amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Dolayısıyla
emperyalist güçleri emellerini gerçekleştirecekleri zaman zorluklarla karşılaşmak istemezler.Uyanıncaya kadar çözmek ister.Amaçlarına ulaşmak için de mevcut hükümeti erken seçimle tekrar iktidara getirerek bu süreyi elde etmek.Bu sebeple bizileri yeni anayasa tuzağına düşürerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle de işlerini sorunsuz çözmek istiyorlar.Bu yapı ayrıca yukarıda saydığım sebeplerden dolayı hükümetinde işine gelmekte.
Bu seçimlerin diğerlerinden farklı bir yanı var
Bu sefer muhalefetin daha güçlü ve umutlu olması, Erdoğan’ın seçim hesaplarının tutmayacağı yönünde gözüküyor.
AKP’nin Genel Başkanı tarafından siyasi düşüncelerinde büyük farklılıkları olan muhalefetin,ittifak yapması hesaplanmamıştı.Dolayısıyla ittifaklarla seçim barajı engeli dolaylı da olsa aşılmış olması da hesapları altüst etti görünüyor.
Bir diğeri ise CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin adaylığındaki başarısı.
Sayın İnce mevcut yıkılmaz gibi düşünülen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kimyasını bozmuş gibi gözüküyor.
İttifaklarla da bir anlamda seçim barajı kaldırılmış gibi.
İttifaklar içinde olmayan HDP’nin de baraj sorunun olmaması Cumhurbaşkanı’nı sıkıntıya sokan başka bir talihsizlik.
Bunların dışında Cumhurbaşkanlığını almış olan parti hükümeti kuramayabilir.
Bu yapı ülkemizin önümüzdeki dönemde seçime giren partilerin büyük oranda ülke yönetimini de ortaklaştırabilir.
Ayrıca her iki makamda yani Cumhurbaşkanlığı ve hükümet AKP’nin elinden çıkabilir.Bu da seçenekler arasında.
Nereden bakarsak bakalım bu sefer Reis çok rahat görünmüyor.

Seçim günü yaklaşırken meydanlarda bu seçimin çok önemli olduğu vurgusu bütün partiler tarafında yapılmakta. Evet önemli seçim!
Seçimin önemini vurgularken çaresizlik, umutsuzluk imkânsızlık duygularını yansıtamaya da hakkımız yok.
Bazen biz CHP’liler seçmene “seçim kazanılmaz ise ülkemizin ve rejimimizin sonu olacak.” diyoruz.
Belki de seçim heyecanından söylüyoruz.
Buna benzer hissiyatlardan olsa bile milletvekili adaylarımızın ifadelerini doğru bulmuyorum.
Atalarımız kolay kazanmadı ki.
Torunları birkaç seçim yenilgileriyle teslim etsin.
Biraz düşünelim.
İstemediğimiz ihtimalin gerçekleştiğini varsayalım.
Cumhurbaşkanını ve hükümeti AKP aldı.
Partililerimize ve AKP’nin karşısında olan yurttaşlarımıza bu iş bitti mi diyeceğiz?
O zaman “Ey Türk Gençliği!”nasıl diyeceğiz?
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Ercan Güvenç