İBB ve iştiraki KİPTAŞ arasında, riskli yapılarını yenilemek isteyen düşük gelirli hak sahiplerine sunulacak ‘Kentsel Dönüşüm Mali Destek Paketi Protokolü” imzalandı.
İmza töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’u ve Türkiye’yi depreme hazır hale getirme sürecinde en kritik iki kavramın, ‘iş birliği’ ve ‘seferberlik’ duygusu olduğuna vurgu yaptı.
KİPTAŞ ile uzlaşma sağlanan projeler için uygulanacak olan destek, hane halkı gelirinin net 2 ile 3 asgari ücret arasında olması durumunda oransal olarak yansıtılacak.
Düşük gelirli vatandaşlara borçlanma bedelinin yüzde 40 ile yüzde 60’ı, bu vatandaşların emekli olması halinde ise borçlanma bedelinin yüzde 45 ile yüzde 65’i kadar destek verilecek.
“DEPREM MANZARALARI BENİM İÇİN DÖNÜM NOKTASI”
Söz konusu imzaların 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıldönümünden bir gün önce atılmasına dikkat çeken İmamoğlu, “Belki de bugün siyasette olmamın ya da halkın teveccühünü kazanıp, İBB Başkanlığı koltuğunda bulunmamın en büyük etki noktası, 99 depreminde yaşananları birebir görmek, o acıyı hissetmek ve ‘Bu konuda ben ne yapabilirim’ bilincine kavuşma konusunda kararlı davranmam gelir” dedi. Depremin verdiği hasarlara Kocaeli, Gölcük ve Yalova’da tanıklık ettiğini aktaran İmamoğlu, “O anlarda gördüğüm manzaradan, aslında ne büyük hataların ne büyük bedellere, canlara sebep olduğunu görmektir benim için dönüm noktası. Ama üzülerek ifade edeyim ki, biz, geçtiğimiz yıl, yaşadığımız depremde gördük ki, aradan geçen yıllara rağmen arzu edilen dersi çıkartmamış, bu konuda tedbirler almamış ve gördük ki aslında memleketimizin her köşesinde insanlarımızın can güvenliğini sağlayıcı katı kuralları uygulayabilen bir süreci başlatamamışız” tespitlerinde bulundu.
“MARMARA DEPREMİ’NİN ACILARINDAN YETERİNCE DERS ALMADIK”
Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçtiğini hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Biz, o acılardan yeterince ders almadık. Yapılması gerekenleri yapmadık. Bu gerçekten bakışı oturtursak, doğru bir yol yürüyebiliriz. Devletiyle, milletiyle, her kurum ve kuruluşuyla el ele verip, 25 yılda dünyadaki farklı ülkelerin bazı konulardaki atılımlarını gördüğümüzde, 25 yılda bu ülkeyi baştan başa yeniden sapasağlam kurabilirdik. Maalesef bu anlamda tek bir şehrimizi bile, tek bir ilçemizi bile depreme dirençli ve dayanıklı bir hale getiremedik. Eksik kalındı. Yetersiz kalındı. Ama en acısı, depreme hazırlık konusu alabildiğince ihmal edildiği gibi, daha kötüsü istismar edildi. Gündelik siyasi mevzulara, siyasi işlere, siyasi çıkarlar için araç haline getirildi. Halbuki bu mesele, bütünüyle bu bahsettiğim duygudan uzak bir yerdedir. Deprem vergilerinin amacı dışında kullanılmasından mı konuşalım? Kentsel dönüşümün bir rant kapısı haline getirilmesine mi bakalım? Ya da deprem veya kentsel dönüşüm kavramı üzerinden şehirlerimizin, ki başta İstanbul’un en gözde alanlarında farklı rant kapılarıyla işgallere kadar pek çok yanlış iş yapılmasından mı bahsedelim? Evet doğru işlerde yapılmış mıdır? Yapılmıştır. Ama yeterli olmadığı ortadadır. Az kaldığı ortadadır.”
“BU MESELENİN TEK BİR ÇIKIŞI VARDIR”
“Bu meselenin tek bir çıkışı vardır” diyen İmamoğlu, “Bu mesele, bir seferberlik anlayışıyla, seferberlik ruhuyla ele alınmadığı vakit, yeterince etkili olma şansı yoktur. İBB olarak, 5 yılı aşkın bir süredir bu konuda olağanüstü bir çaba gösterdiğimizin altını çizmek isterim. Türkiye’nin depreme hazırlık gündeminde ve kentsel dönüşümde yeni uygulamaları ve yeni kazanımları, yeni imkânları şehrimize getirmenin ve var etmenin çabasını en üst seviyede ortaya koyuyoruz. Az önce arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, örneğin, riskli binaların kolayca tespit edilmesini sağlayan ‘hızlı tarama testi’ ve insanlarımızı tetikleyen ve harekete geçmelerini sağlayan çalışmalardan bir tanesi, uygulamalardan bir tanesi budur. Yine kentsel dönüşümü mahallelere kadar yaygınlaştıran tek yapı dönüştürme projeleri, bizim başlattığımız motivasyonu güçlendiren yeniliklerden birisidir. Farklı imar uygulamaları, farklı imar planı uygulamaları, imar planları üzerinden ya da plan notları üzerinden bir kısım alanların güçlendirilmesi ve yenilenmesiyle ilgili adımların atılmasına katkı sunmalarımız, bir kısım geçmişte elde edilmiş müktesep hakların, ruhsat haklarının tekrar kullanılmasına dönük gayret gösterdiğimiz ve sonuca ulaştığımız çalışmalarımız, İstanbul’da dönüşümü motive eden, yerinde yapılarını güçlendirerek hayatlarına devam etmelerini sağlayan çalışmalardır” ifadelerini kullandı.
“SON 5 YILDAKİ EKONOMİK KRİZİN ÖNÜMÜZE KOYDUĞU MALİYETLERİ VE ZORLUKLARI DA AŞARAK…”
“İştirak şirketimiz KİPTAŞ aracılığıyla, asgari ücretin altında ve sabit taksitlerle sosyal konut üretmek de bunlardan birisidir” diyen İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Bakanlığımızın verdiği ve çok yetersiz olan kentsel dönüşüm kira yardımının üzerine de ta ilk zamandan beri ek bir destek vermek, yalnız ev sahiplerine değil binayı boşaltmak zorunda olduğunu bildiğimiz, ama onları da çaresiz bırakmamak adına, kiracılara da kira desteği vermek de bizim öncülük ettiğimiz uygulamalardır. Kentsel dönüşüm projelerini, yeşil alanları, kreşi, sosyal tesisleriyle bir bütün olarak ele alıp, tasarlayıp vatandaşa, sadece güvenli ve dirençli yapılar değil, aynı zamanda kaliteli yaşama alanları sunma perspektifiyle gerçekleştirmemiz de meseleyi ne kadar detaylı ele aldığımızın bir göstergesidir. 5 yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm ve sosyal konut projelerinde, hemen hemen hiç gecikme yaşanmamıştır. Hatta projelerin büyük bir bölümünü, ilan edildiği tarihten önce bitirerek, vatandaşımızın bir an önce güvenli yuvasına, huzurlu yuvasına kavuşması hususunda çok çalıştığımızın ve son 5 yıldaki ekonomik krizin önümüze koyduğu maliyetleri ve zorlukları da aşarak, böylesi bir süreci başarıya erdirmenin gururunu yaşadık.”
“HİÇ KİMSEYİ KENTSEL DÖNÜŞÜM MAĞDURU ETMEDİK, ETMEYECEĞİZ”
Projeleri erken bitirmenin bile hayati bir konu olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Biz, hiç kimseyi kentsel dönüşüm mağduru etmedik, etmeyeceğiz de. Vatandaşın can güvenliğini, hayat kalitesini esas alan bir anlayışla, bütünüyle kamusal sorumlulukla ve kesinlikle halkçı bir perspektifle, adaletli bir biçimde, şeffaflıkla, vatandaşa hizmet ettiğimizin sonsuz bilinciyle, İstanbul’u depreme hazır hale getirmek için çalışmaya, var gücümüzle devam edeceğiz. Bugün arkadaşlarımızın da bir kısım detaylarını paylaştığı üzere, imza törenini gerçekleştirdiğimiz kentsel dönüşüm mali destek protokolü de bu kararlılığımızın en mühim göstergelerinden birisidir. İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ve İBB iştirak şirketi KİPTAŞ arasında imzalanan bu protokol sayesinde, riskli yapılarını yenilemek isteyen düşük gelirli hak sahipleri, çok güçlü bir imkâna kavuşacaklardır. Kentsel dönüşüm mali destek paketinin, hane halkı geliri 2 ya da 3 asgari ücrete kadar olan vatandaşlarımız için hazırlandığını tekrar ben de beyan etmek isterim” dedi.
PROJENİN DETAYLARINI PAYLAŞTI
“İstanbul Yenileniyor” platformu aracılığıyla, kentsel dönüşüm projelerinde vatandaşların yanlarında olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “Kendilerine, inşaat maliyetlerinin yüzde 40 ila yüzde 60’ı kadar mali destek vereceğimiz bir süreci başlatıyoruz. Hane halkı geliri iki ya da üç asgari ücret olanların emekli olması halinde ise, kentsel dönüşüm mali destek oranı yüzde 45 ile 65’e kadar çıkabilecek. İBB’yle iş birliğiyle yürütülecek bu sürecin her aşamasında vatandaş, kamu gücünün yanında olduğunu hissedecek. Vatandaşlarımızın KİPTAŞ güvencesiyle, en uygun şartlarda, en hızlı biçimde yeni ve güvenli evlerine kavuşacak. Kentsel dönüşüm mali destek paketi, riskli yapılara sahip dar gelirli ve gerçekten imkânsızlıklardan dolayı hareket edemeyen vatandaşlarımız için çok kıymetli, tam da bir can suyu görevi olacak. Öte yandan İstanbul’u depreme karşı dayanıklı hale getirmek için, ilçe belediyelerimizle de iş birliği içerisinde çalışmalar için adımlar atıyoruz. Büyükşehir Belediyesi’yle ilçe belediyelerinin iş birliği, hızlı tarama testlerini yaygınlaştıracak, çok daha hızlı ve etkili sonuçlar alacağı bir süreci harekete geçirecek” bilgilerini paylaştı.
“HİÇBİR YÖNETİCİNİN İŞ BİRLİĞİ VE SEFERBERLİK DUYGUSU DIŞINDA HAREKET ETME ŞANSI YOKTUR”
“İş birliği” kavramının İstanbul’u ve ülkemizi depreme hazır hale getirme sürecinde en kritik iki kavramdan birisi olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, diğer kavramın ise, seferberlik duygusu olduğunun altını çizdi. “Bu konuda hiç kimsenin, hiçbir kurumun, hiçbir yöneticinin iş birliği ve seferberlik duygusu dışında hareket etme şansı yoktur” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bu duygunun dışına çıkan, farklı niyetlerle, farklı saiklerle iş birliği ve seferberlik duygusunu yok sayan anlayış, kesinlikle milletine saygı duymayan bir anlayışı temsil eder. Seferberlik ruhu ve anlayışı olmadan, kamu-özel, tüm kurumlar arasında iş birliği sağlanmadan, zamana karşı verdiğimiz bu mücadeleyi kazanmamız mümkün değildir. Unutmayalım ki; bu mücadele, insanlarımızın canını, malını korumak için olduğu kadar, ülkemizin bekası için de veriliyor. İstanbul depremi, kesinlikle milletimizin ve ülkemizin en önemli beka sorunlarından birisidir. Biz, üzerimize düşeni en doğru şekilde yapmaya devam edeceğiz. Ama şunu da söyleyelim. Bir yandan da bu hayati meseleyi, seferberlik ve iş birliği anlayışıyla ele almaktan uzak duran ya da başka bir söylemle meseleyi başkalaştıran, başka bir meselenin içine sokan, siyasi üstünlük sağlama gayreti içerisinde, alanı bu şekilde başka bir yere çekmeye gayret eden kim olursa olsun -ister hükümetin bir temsilcisi, ister bir bakan ya da farklı bir kimlik- kim olursa olsun, her yerde milletimize şikâyet etmekten asla geri durmayacağız.”
“VATANDAŞIN CANINI KAYBETTİĞİ YERDE, HİÇBİR YÖNETİCİNİN MUTLU OLMA ŞANSI OLABİLİR Mİ?”
Söz konusu görevlerde olan kişi, kurum ve kuruluşlara seslenen İmamoğlu, “Gelin; depreme hazırlık konusunda, merkezi veya yerel yönetimler arasında derin bir uyum ve iş birliği yapalım. Birlikte temel atalım, birlikte anahtar dağıtalım. Birlikte insanlarımızın evine girelim. Güvenli yuvalarında çay içelim, kahve içelim. Birlikte hareket edelim. Vatandaşın canını kaybettiği yerde, hiçbir yöneticinin mutlu olma şansı olabilir mi? Tam aksine derin bir üzüntü, derin bir sarsıntı geçiriyoruz. O zaman gelin, bu iş birliği dönemini hep birlikte başlatalım. Gelin; hazırlık meselelerini partiler üstü bir yere taşıyarak, en fazla buluştuğumuz, en fazla konuştuğumuz, iş birliği içerisinde olup imzaları attığımız… Yani partinin rengine göre, bölgenin rengine göre, o partili belediye başkanıyla imza atıp, başka bir partili belediye başkanıyla imza atmamayı kendine siyasi hamle görenlerden, asla ve asla olmayacağız. Bu ülke, önümüzdeki dönem bu tarz bir deneyimi yaşamak istemiyor. Bu tarz insanları karşılamak istemiyor. O bakımdan partiler üstü anlayış ortak akıldır, bilimdir, tekniktir. Bu bilim ve tekniğin yol göstericiliği de bizim ışığımızdır” uyarılarında bulundu.
“NE YAPILACAKSA DA BİR AN ÖNCE YAPALIM”
“Biz tüm imkânlarımızla, tüm kalbimizle buna hazırız, buna talibiz” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu sürece dair, en üst seviyede hoşgörüyle, en üst seviyede iş birliği tarzıyla her kurumla masaya otururuz. Her kurumun davetine koşa koşa gideriz. Her kurumu, bu halka ait güzel İstanbul evi çatısı altında karşılarız. Milletimizin deprem kaygısından uzak, güvenli binalarda huzur içinde yaşamasını sağlamak için, bütün siyasi hesapları unuturuz. Gelin bunu böyle görelim. El birliğiyle, ne gerekiyorsa birlikte yapalım. Ne yapılacaksa da bir an önce yapalım. Hemen şimdi yapalım. Yaparken düzgün hareket edelim. Bu şehrin talan edilmesine de müsaade etmeyelim. Kentsel dönüşüm ya da sosyal konut kavramı adı altında, bu şehrin geleceğini tehdit edeceği hamleler de yapmayalım. Birlikte kararlar alalım. Birlikte düşünelim, birlikte hareket edelim. O bakımdan bugün atılan adımı, bugün atılan imzayı önemsiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin çatısı altındaki iki kurum arasında atılan bu imzayı değerli buluyorum. Yarınlarda, İstanbul’umuzun 39 ilçesiyle atılacak iş birliği imzalarını, şimdiden heyecanla bekliyorum. Ve inşallah kentsel dönüşüm mali destek paketinin de İstanbullulara hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, emeği geçen bütün yöneticilerimize, bütün çalışma arkadaşlarımıza, bu kararı güçlendiren İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’mize, herkese yürekten teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Yolumuz açık olsun. İstanbul’umuzun bütün binaları güçlü ve dayanıklı olsun.”
MALİ DESTEK PAKETİ, KENTSEL DÖNÜŞÜME CAN SUYU OLACAK
Olası İstanbul depremine karşı riskin azaltılması ve yaşanabilecek can kayıplarının önlenmesi amacı ile oluşturulan kentsel dönüşüm mali destek paketi, 11 Temmuz 2024’te İBB Meclisi’nde onaylandı. İmzalanan protokol sayesinde, düşük gelirli vatandaşların riskli yapılarını yenileyebilmesi için mali destek sağlanacak. “İstanbul Yenileniyor” kapsamında KİPTAŞ ile uzlaşma sağlanan projeler için uygulanacak olan destek, hane halkı gelirinin net 2 ile 3 asgari ücret arasında olması durumunda oransal olarak yansıtılacak. Düşük gelirli vatandaşlara borçlanma bedelinin yüzde 40 ile yüzde 60’ı, bu vatandaşların emekli olması halinde ise borçlanma bedelinin yüzde 45 ile yüzde 65’i kadar destek verilecek.
İLÇE BELEDİYELERİ DE SÜRECE DÂHİL EDİLECEK
İBB ve KİPTAŞ iş birliğiyle yürütülecek olan süreçte; mali destek bilgilendirme ve uzlaşma süreçlerinin yürütülmesi, İBB ve hak sahipleri arasında iletişimin sağlanması, uzlaşma sağlanan hak sahiplerinin mali destekten faydalanabilirliğinin incelenmesi, sözleşme ve proje yapım süreçlerinin yürütülmesi KİPTAŞ tarafından yapılacak. Kentsel dönüşüm süreçlerindeki yeniden yapım maliyetlerine destek sağlanmasının yanı sıra, İBB tarafından hızlı tarama testinde yüksek riskli olduğu tespit edilen yapılara kira yardımı, geçici kiralık konut sağlanması, ilçe belediyeleriyle hızlı tarama ile binaların incelenmesinde ortak hizmet protokolünün yapılması da yürütülen çalışmalar arasında yer alıyor. İstanbul’u depreme karşı dayanıklı hale getirmek için İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı ve KİPTAŞ iş birliği ile yürütülen çalışmalarla dönüşüm ve güçlendirme projelerinin planlı ve hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi adına ilçe belediyeleriyle dayanışma içinde olacak adımlar atıyor. İstanbul Yenileniyor sistemi kapsamında ilçe belediyelerinin de aktif rol alması, vatandaşla birebir iletişim kurması ve tüm süreçlerde vatandaş yerine paydaş olmaları adına iş birliği protokolleri de imzalanmaya devam ediyor.
Bir yanıt yazın