CHP’de Kongre süreci hızla devam ediyor. Kartal İlçe Başkanlığı adaylarından Kenan Kaplan 29 KASIM 2017 Çarşamba günü Kartal Vesta restorant’ta basınla bir araya geldi.

Yaptığı basın toplantısında Ülke gündemi ve İlçe Başkanlığına neden aday olduğu konularına açıklık getiren Kenan Kaplan şunları söyledi.

Programına önce kendini tanıtarak başlayan Kaplan sözlerine şöyle başladı…

”Sözlerime sizlere hoş geldiniz diyerek başlamak istiyorum. 1971 Erzincan doğumluyum,1973 yılından bu yana Kartal’da Gümüşpınar mahallesinde oturmaktayım. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümü mezunuyum. Sosyoloji ve psikoloji bölümlerini de okudum.
19 yıldır özel sektörede önemli görevlerde bulundum asistanlık ve danışmanlık ve insan kaynakları Müdürlüğü gibi.Yaklaşık üç ay öncede emekli oldum fakat firmalara danışmanlık yapmayada devam ediyorum bu arada.
Cumhuriyet Halk Partisinin 1998 yılından bu yana üyesiyim.2004 İlçe Yönetiminde sekreter olarak görev aldım ve çeşitli dönemlerde de Mahallelerde mahalle yöneticisi ve il delegesi olarak patimize hizmette bulundum.
Bu dönemde de İlçe Başkanlığına aday oldum, neden aday olduğumu sinevüzyon sunumumuz eşliğinde sizlere açıklayacağım dedi ve sözlerine devam etti.

KORKUNUN DEĞİL SEVGİNİN İKTİDARI ÜZERİNE İNŞAA EDİLMİŞ BİR YÖNETİM.

“Bugün Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında siyaset yaptığımız Atatürk’ün bizlere emaneti olan Cumhuriyet Halk Partisi; ulusal kurtuluş savaşımızın, emperyalizme, sömürgeciliğe, din bezirgânlığına, kişi ve zümre saltanatına, yoksulluğa, ezilmişliğe karşı mücadele bayrağının simgesi olan partidir.

Cumhuriyet Halk Partisi; Bugün dünyanın çağdaşlık diye sahiplendiği tüm değerlerin, insan haklarının, özgürlüklerin, kanun önünde eşitliğin, seçme ve seçilme hakkının, kadın haklarının, emekçilere verilen haklarının ve tüm demokratik kazanımların altında imzası bulunan partidir. Dini, dili, ırkı, rengi, inancı, memleketi ne olursa olsun tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının partisidir. Tam bağımsız modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partidir. Kurucusunun Mustafa Kemal Atatürk olduğu, İsmet İnönülerin, Bülent Ecevitlerin partisidir. Bu yüzden partili olarak sorumluluklarımızın ağır olduğu bir görevi üstleneceğiz. Bilim ve akıl ışığımız, hak yar ve yardımcımız olsun.

Ülkemiz ağır günlerden geçmektedir. Dünya ölçeğinde kapitalizmin en ağır buhranlarından birini geçirdiği günlere tanıklık ediyoruz. Üretim ekonomisine dayanmayan ve dünya ölçeğinde rant ekonomisi üzerine kurulu, borsaların, bankaların iktidarı üzerine kurgulanmış finansal kapitalizm artık kendini taşıyamacak duruma gelmiştir. Üretmeden tüketen bir dünyada, global sermaye grupları ve onun yerel ortakları zenginliklerine zenginlik katarken, geniş halk kesimleri, orta sınıflar, mavi ve beyaz yakalı emekçiler gün geçtikçe daha fazla yoksullaşmakta ve açlığa mahkum edilmektedir.

Bu yeni tür totaliter dinciliğin günlük hayatta yok etmeye çalıştığı ilk alan özgür bireylerin yaşam alanlarıdır. Çünkü özgür bireyler örneğin şunları sorgularlar, dolar karşısında ülkemizin parası niye sürekli eriyor. Son 15 yılda insanlarımız niye iki buçuk kat daha fakirleşti GSMH’dan zenginlerin aldığı pay niye yoksul halkın aldığı paydan 64 kat daha fazladır.

Niye sosyal devlet yok edilmek isteniyor? Sağlık sistemimiz, eğitim sistemimiz niye ticarileşti? Milli eğitim sistemiz niye artık milli değil? Niye Araplaşıyoruz? Niye emeklilik yaşı bu ülkede ölüm yaşına yakın? Neden erkek şiddeti yüzünden nerede ise her gün kadın cinayetlerine tanık oluyoruz? Niye din denince bizim din adamlarımızın aklına sadece kadınlar ve yasaklar geliyor da, kul hakkı yemenin günah olduğu gelmiyor? Niye diyanet bütçesi, milli eğitim ve sağlık bakanlığı bütçelerinden fazla, niye kaşıkla götürene hırsız, ülkeyi soyana yolsuz deniyor? Ülkemizin her alanı tarıma elverişli topraklarla çevrili iken, niye unu bile ithal eder hale geldik? Niye ormanlarımız kesiliyor, niye akarsularımız tutsak ediliyor? Niye dağlarımız maden şirketleri tarafından delik deşik ediliyor? Niye kentlerimiz, kentsel dönüşüm adı altında insansız, sevgisiz ve sevimsiz gökdelenlere teslim ediliyor, mahallelerimiz betonlara dönüşüyor? Niye gazeteciler, sanatçılar içerde iken, soytarılar televizyon televizyon gezip, halka küfür etmeye devam ediyor? İnsanlarımız, gençlerimiz, geleceğimiz niye böyle yarınsız bırakılmaya çalışılıyor? Bu ve bunun gibi binlerce niye neden böyle yanıtsız kalıyor.

İşte bu ahval ve şerait içinde dahi biz devrimcilerin görevi ülkemizi topyekûn savunmaktır. Demokrasiye, cumhuriyete, Atatürk devrimlerine karşı son vuruşa hazırlanan bu iktidara karşı 2019 biz devrimcilerin demokrasi savunmasında olacağı son tarihtir. İşte bu yüzden, ilçelerimizden, mahallelerimizden, sokaklarımızdan başlayarak, gece gündüz demeden halkımıza doğruları anlatmak gibi temel bir görevimiz vardır.

Bu görev bize Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği görevdir. Artık dönem laf yapma değil iş yapma dönemidir. Artık dönem kavga ederek ayrışma dönemi değil, yan yana çalışarak birleşme dönemidir. Artık vakit, gücümüzü birbirimize gösterme değil, ülke geleceği için gericiliğe karşı gösterme vaktidir. Artık dönem farklılıklar üzerine kavga etme dönemi değil, aynı düşündüklerimiz üzerine işbirliği yapma dönemidir.

İşte bu nedenle siz örgüt emekçilerinin, devrimcilerin, sosyal demokratların, Atatürkçülerin yani Cumhuriyet Halk Partililerin huzurunda, Kartal ilçe başkanlığına aday olduğumu açıklamaktan büyük onur duyuyorum. İnce eleyip sık dokumaz isek, önümüzdeki iki yıl içinde sadece Kartal’da değil, İstanbul’da ve ülkemiz genelinde iktidar olmak için partimizin %50 bandına çıkması gerekmektedir.

ESKİ İNANÇLAR BİZİ BAŞARIYA GÖTÜRMEZ

2015 genel seçimlerindeki oranları üzerinden yola çıkarsak Türkiye genelinde kayıtlı olması beklenen 59 milyon seçmenin %85 inin oyunu kullanacağı var sayıldığında partimizin Türkiye genelinde 13 milyon, İstanbul genelinde 1.893.100 yeni oya ihtiyacı vardır. Kartal’da ise 46.616 yeni oya ihtiyacımız vardır. Bu şu demektir bizlerin, örneğin Gümüşpınar Mahallesi’nde 3635, Orhantepe’de 3767, Hürriyet’te 6660, Topselvi’de 2100 yeni oya ihtiyacımız vardır. Bu tablo bize gösteriyor ki; iki yıl içinde bu sayıda yeni oyu toparlamak için bizlerin çoban ateşinden çok daha fazlasına yeni bir umutlu hikayeye, yeni bir ruha, örgüte heyecan verecek yeni bir anlayışa ve yepyeni projelere ihtiyacımız vardır.

Bizim görevimiz uyuyan devi hep beraber uyandırmak ve hep beraber ülkenin kaderine el koymaktır. Her bir üyesinin gücüyle ayağa kalkıp şahlanan, sadece kartal belediyesini değil 2019 Martında İstanbul’u, 2019 Kasım’ında Türkiye’yi alacak. Adalet yürüyüşündeki ruhu zafere taşıyacak bir örgütlü birliktelik yaratmak için karşınızdayım. Dün yaptıkları ile övünen değil, yarın yapılması gerekenler üzerine fikri olan, projesi olan, programı olan ki bu çalışmalarımızı siz sevgili dostlarımıza mahallelerde ayrıntılı anlatacağız. Yani mahalle birimleri, gençlik kolları, kadın kolları ile birlikte çalışacak bir ilçe başkanı olmak için karşınızdayım. Mahalle yönetimlerinde hedef yönetimi yaparak, her mahalle birimine hedefler vererek, mahallelerdeki her bir üyeyi en az bir projede görevlendirerek, performansı düşük olan birimleri ilçeden destekleyerek onların çalışma şevklerini arttıracak yeni bir çalışma yöntemi ortaya koymak istiyorum. Ezbere konuşan değil, sayılarla projelerle konuşan bir ilçe yönetimi oluşturmak için karşınızdayım. İlçe genelinde sivil inisiyatifler ve sendikalar, STK’lar yani demokratik unsurlar dahil, tüm Kartalla çalışacak bir ilçe için oluşturmak için karşınızdayım.

En geç 2019 yerel seçimlerinde partinin oyunu her mahallede hedeflenen düzeylerde artıramazsam, istifa eder ve bir daha bu partinin hiçbir kadrosu için aday olmam deme cesaretini ve iddiasını ortaya koymak için karşınızdayım.

Kartalın demografik yapısına uygun ve bugüne kadar partimizin ilişki kuramadığı seçmen kitlesine, gençlere ve kadınlara ulaşmak ve üye yapısında gençliğin önde olduğu bir ilçe yaratmak için karşınızdayım üye haklarına sahip çıkan, tüm üyelerin seçme ve seçilme haklarını namusu gibi koruyan, birilerini bir yere taşımak için değil, hak eden ve hakkı örgütten alanların siyasette daha fazla yer alması için emek sarf eden, siyasi ofislerde önceden kurulmuş ve belirlenmiş bir ilçe başkanı değil de, bağlılığı sadece ideolojisine olan, bağlılığı sadece parti tüzüğüne olan, bağlılığı sadece sosyal demokrasi inancına olan bir ilçe başkanı olmak için karşınızdayım. Doğruya doğru deyip yanında durmak, yanlışa yanlış deyip cesaretle karşısına çıkmak için karşınızdayım. Örgütün sinesine dönmeleri sadece lafta bırakmamak, ucuz kahramanlıklar yapmamak için ilçe yönetimi seçimi dâhil her alanda çarşaf listeleri savunmak için karşınızdayım. Kapalı kapılar ardında bir kaç kişinin insafında seçilen değil; örgütün belirlediği ilçe yönetimi oluşturmak için karşınızdayım.

Çünkü biliyorum ki örgütün belirleyeceği, aynı partiden 16 kişiyi yönetmekten çekinenler, 14000 kişilik koskoca örgütü yönetemezler. 2004 yılında bu partide eğitim sekreteri olarak görev almış bir arkadaşınız olarak, sokakta ortak ses ortak hedef oluşturmak için partili her üyenin parti program ve hedefleri çerçevesinde bilgilendirildiği eğitim çalışmaları yapmak için karşınızdayım.

Lafta sevgi sözlerinin değil, birbirlerini gerçekten seven, birbirlerine sırtını dönmekten korkmayan insanlardan oluşan bir örgüt yaratmak ve hak hukuk adalet diye dillendirdiğimiz, her türlü haksızlığa karşı onurlu bir sol duruş sergilemek için karşınızdayım. Size şatafatlı ilçe binaları vaad etmiyorum, çünkü bizlerin binalarda oturacak şık ofislerde saltanat süreceği bir göreve aday olmadığımı biliyor ve sizlere sadece 24 saat sokakta, halkın içinde olmayı vaad ediyorum. Gücü örgütünde gören, yetkiyi örgütünden alan, dinamik ve çalışkan bir ilçe yönetimi, her an örgütün yanında ve 24 saat görevinin başında bir ilçe başkanı olmak için karşınızdayım.

Kavgadan değil, birliktelikten güç alan dayanışma ile partiye güç katan bir ilçe başkanı olmak için yola çıktım.

Yüreğinde insan sevgisi, aklında partimizi büyütme sevdası olan herkesle yol yürümeye hazırım. Akılla, bilgiyle, tecrübeyle, özveriyle, sinerji ile, katılımcılıkla, dayanışma ve ekip çalışmasıyla, genci, yaşlısı, kadını erkeğiyle… Bu inanç, bu aşk, bu sevdayı yaşamak, birlik ve beraberlik türküsünü hep beraber söylemek için gelin bu sesimize ses verin, güç verin, destek verin.”dedi ve sözlerini noktaladı.

İstanbul 34 gazetesi olarak kendisine çıktığı bu yolda başarılar dileriz.

Haber-Foto: Nuray Yılmaz