Of ile başlayan bir cümle kursam herkes “of”un sebebini merak ediyor.
Dertsiz insan mı olur kardeşim. Şişirme paylaşımlarınızın ardına saklanıp “benim derdim yok” mu diyeceksiniz? Deyin be, Kübra da sever işkembeyi. Kof erdemler, zoraki nezaketler, afilli yalnızlıklar…
Herkes badem gözlü, sırma saçlı zaten bir selamız eksik. Nefs sahibi için dertsiz olmak mümkün değildir, gelsin ki insan neyi, nasıl ağırlayacağını bilsin. Devanın kimde olduğunu bilmek kadar güzel ne olabilir ki?
Deryanın içinde yüzersin de dibindeki çakıl taşlarına takılırsın. Takıntı yapma kardeşim, benim dertlerim var; meramını giderecekse sayayım birkaç tane: Anamın siyah saçlarını özlüyorum, her ak teline bir yılımı versem dönebilir miyim çocukluğuma?
Mustafa’nın yüzünün güldürsem de buğulu kara gözlerine yetemiyorum. Benim de arkamdan konuşuyorlar mesela hem de yüzüme güldükleri gibi ama dert ettiğim bu değil bunu biliyor olmam.
Fırat’ın kenarında çocuklar, avuçlarında taşlar, kudurmuş köpekler, allara belenmiş bebekler, bunu izleyen şebekler, açın halinden anlamayan göbekler, olmamış kelekler, kırk kişinin sırtından çıkmış yelekler, ölçekten korkmayan ödlekler, portakal soslu ördekler, döşekler, fişekler, 6+1 lüks örnekler, tezekten tünekler, dişi sinekler, ona yedekler, dibek taşında köçekler… Dert mi? dikalası, bunları görüp susan gevşekler, gerzekler, zevzekler, ekler, ekler, ekler…
Derdime dert ekler… Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olurmuş, yakasına yapıştı mı insanın dünyalar sizin oluyor anlayacağınız(!) Düşünmekten nefret ediyor insan. Kanımca dertlere iyi gelen bir şey de yok. Balıklar gökçe kavaklarda güneşlensin, tekeden köremez sağın, öküz altında buzağı arayın, lafla peynir gemisi yürütün benim gibi. Çağırın muhatabınızı ilgilendiren dünyayı. Bütün bunları perde yapın hikayenize.
Taraftar olun edimli ,ilkeli zevklerinize. İnsan büyüdükçe dertleri de büyüyor. Fındık kabak oluyor gözünüzde, bir dirhem hayret belirtisi bir ceviz kabuğunu doldurmuyor. Zıpır bir derdim olsaydı ağlarken kahkaha atardım. Benimkisi ağır abi içine içine atıyor. Sote bir yerde zihnimi kemiren kelimelere anlam yüklemeye çalışıyor, onları zımparalıyorum. Yanlış anlaşılmasın çare aramak veya ders vermek amacında değilim. Yunus Ata’nın dediği gibi “Benim adım dertli dolap/Suyum akar yalap yalap/ Böyle emreylemiş Çalap/ Derdim vardır inilerim.
İninize inin, aklınızı başınıza alın, içinize içinize atın, dinlemiş, anlamış gibi, hissetmiş, bilmiş, halden anlamış gibi yapın… -Mış gibi yapmayın. Dertlenin, zira biraz sabır, biraz sükut, acze niyet, onunla hemhal olmak gerek… Karar: Dertsiz yürek ne işe yarar… Muzaffer Tayyip Uslu ile bitirsem içinize dert olur mu? “bakarsın pazar gelir memurlar hep sevinir; ben de sevinirim sanki bir dairede memurum. bakarsın bayram olur, çocuklar yeni giyinir; içim içime sığmaz sanki ben de yeni giyinirim. bakarsın mektup gelmez, gurbetteki dosta, üzülür; ben de üzülürüm sanki ben de gurbetteyim. bakarsın biri sevdalanır, uykusu kaçar geceleyin; benim de uykum kaçar sanki ben de sevdalıyım.”
Alparslan Demirbilek
içten güzel bir yazı okuduk yüreğiniz dert görmesin. Kaleminize,yüreğinize sağlık.Başarılarınızın devamımı diliyorum.. Tebrik ederim👏🏻🌺
Yüreğinize sağlık… Anlam yüklü ifadeler… Dertsiz insan mı olur kardeşim…
Satır araları çok zengin… insan bir çırpıda okuyor ama uzunca üzerinde düşünüyor. Ses uyumları da ayrıca haz verdi. Kutlarım..
Kaleminiz daim olsun… Zevkle okuduğum bir yazı olmuş.Devamlarını muhakkak okuyacağım.
Tebrikler. Devamını merakla bekliyorum. Derdi olmayanın, derdi yoktur.
Kelimelerin su gibi aktığı; insanın derdini de unuttuğu yazınız için teşekkür ederim. Bir anım geldi aklıma. Yazayım o da dursun burada… Telekom özelleştirildiğinde devlet personel havuzuna alınmıştım yüzlerce insan gibi… O dönem çalışmadığım 3 ay benim için çok dertli geçmişti. Yeğenim o dönem 6-7 yaşlarında’Nete üzülüyorsun halacım? ‘ dediğinde ‘Derdim çoktur hangi birine yanayım’ demiştim. Boynuma sarılıp üzülme halacım sırayla hepsine teker teker yanarsın demişti… İşte kaleminiz bu anıyı getirdi. Herkesin derdine şifa yaratan buldursun da inşallah…