Ne güzel bir söz değil mi?
Özellikle bugünler de çok anlam içeriyor bence bu söz.
Malum corona diye bir bela varken başımızda ve ne zaman bizi de bulacağı hiç belli değil. İşte bu yüzden yarına bırakmayalım hiçbir şeyi.
Mesela uzun zamandır yapmak istediğiniz ama yapamadığınız ya da sürekli ertelediğiniz en öncelikli ne varsa yapın hemen.
İşe gitmeyin yarın mesela, kravat takmayın, takım elbise giymeyin, arabanızı kullanmayın onun yerine bisiklete binin.
Ömrünüz de bir kere dahi olsa umursamayın hayatın olmazsa olmazlarını.
Doktor yağlı yemek yemeyin mi dedi bir kereye mahsus yiyin, balık tutun, kışın dondurma yiyin, aşık olun, sevin çok sevin, ezber bozun yani kalıplaşmış hayatınıza çelme takın.
Zor değil ki tüm bunları yapmak. Mesela sabah evden çıktığınızda kedi dostlarımızı besleyin, köpek dostlarımızın önüne bir kap su koyun, kaç yıldır aramadığınız arkadaşınız dostunuz varsa arayın, huzur evine gidin yol gözleyen büyüklerimizin halini hatırını sorun.
Yapın tüm bunları….
Sokakta satılan pilavdan yiyin yanında da ayran , sakal traşı olmayın o gün, kadınlar da o gün kuaföre gitmesin, yağmur da ıslanın şemsiye açmayın yağmuru hissedin.
Televizyon izlemeyin onun yerine radyo dinleyin hem belki o çok sevdiğiniz şarkıya denk gelirsiniz. Kitap okuyun, çocuklarınız yetişkin olsa da onlara masal anlatın. Sevdiklerinize durup durup sizi seviyorum deyin, yarım kalmışlıklarınızı tamamlayın. Yapın işte tüm bunları kendinize zaman ayırın kısacası hayatı ertelemeyin anın tadını çıkarın.
Hem o gün gökyüzü de pembe olur belki hep mavi mavi nereye kadar 😊
Ve yazımı Sevgili Tayfun Talipoğlunun dizeleriyle sonlandırmak istiyorum.
Gördük ki, ertelenen sevdaların bedelini ödemiyor yaşam.
O zaman, şimdi sımsıkı tutup yüreğimizi, bir kez daha kaybetmemek için geleceği, suskunluğumuzu bozmanın zamanı gelmedi mi?
EZGİ FINDIK
OCAK/2021
Bir yanıt yazın