Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan son dönemde artan Kur’an yakma olaylarına değinerek, “bazı ülkelerde hükümetler tarafından planlı olarak desteklenen Kur’an yakma eylemleri var” dedi.
Çalışkan, özgürlük adı altında kameralar karşısında Kur’an yakma eylemlerinin yakmasının bilinçli olarak desteklendiğini savundu.
Çalışkan, “Bu saldırılar vicdan özgürlüğü üzerinden açıklansa da arka planda farklı hesapları var. Birtakım aşırı yapılar belki de bir ücret karşılığı bu işi organize ediyor olabilirler. Bunu yapanların kişisel amacı Müslümanlara hakaret etmek, onları kışkırtıp terörize etme gayretiyle, duygusal tepki vermeye sevk etmek. Buna yeltenen kişilerin psikolojik durumlarından öte Batı’da toplumun bir kısmında Yahudilik ve Hıristiyanlık dâhil bütün dinlere karşı bir tepki var. Ancak İslam’a karşı yapılan saldırılarsa planlı bir çabanın ürünüdür” ifadelerini kullandı.
İnançlara saygı duyulmasının önemli olduğunun altını da çizen Çalışkan, “ Kur’an’ın kutsallığı ve Müslümanlar için değeri tartışılmazdır. Herhangi bir dine mensup olmayan biri bile dini metinlere saygı duyar. Hatta her ideoloji, düşünce ve fikir toplumsal barışı, huzuru yok edici fitne faaliyeti olmadığı sürece özgürdür ve toplum nezdinde saygıya layıktır. Din ve vicdan özgürlüğü bunu gerektirir” dedi.
“BATI’DA 11 EYLÜL MİSYONU DEVAM EDİYOR”
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, Batı anlayışının 11 Eylül’deki gibi İslam ve Müslümanlık ve düşmanlık üzerinden devam ettiğini dile getirdi. Son dönemde bilinçli şekilde artan Kur-an’a yönelik saldırılar hakkında konuşan Çalışkan, Batı anlayışının her daim Müslüman düşmanlığını körüklediğini söyledi.
Charlie Hebdo saldırıları ve sonrasında gelişen olayları değerlendiren Çalışkan, “Bundan birkaç yıl önceki Charlie Hebdo dergisinin karikatürlerini hatırlamakta yarar var. Dünya çapında yüzlerce devlet başkanının da katıldığı protesto yürüyüşleri yapıldı. Müslümanların bu karikatürlere verdiği tepki ve intikam duygusu, Batı’da İslam’a karşı bir kara propagandaya dönüştürüldü. Hedef yine aynıydı; Müslümanların çabuk gaza gelen, provoke edilebilen toplumlar intibaı oluşturarak İslam’a ve Müslümanlara yönelik karalama kampanyası yürütmek. Müslümanların yaşadıkları ülkeleri ve şehirleri manipülasyona açık hale getirerek, iç karışıklıklar çıkarmak.”dedi.
“SİYASET GEÇİŞTİRİYOR”
11 Eylül saldırılarında aynı mihvalde gerçekleştiğini ifade eden çalışkan, “Bu saldırıdan sonra Müslüman coğrafyası küresel sömürgecilerin saldırısı altına girdi. Bu tarih bir milat oldu. Kutsal kitabımıza siyasi emeller üzerinden operasyon yapılması geçiştirilemez, bu provokatif bir eylemdir. Buna tepki verirken yakıp yıkmadan, hakaret etmeden karşı tarafın bizi manipüle etmesine fırsat vermeden; siyasi yollar ve diplomatik girişimler kullanılarak yapılmalı, bu eylemlerin başka ülkelere yayılmasını engelleyici girişimlerde bulunulmalıdır. Bazen de görmezden gelmek, ısıtılıp gündemde tutulmasını sağlayacak işlerden uzak durmak gerekir.” Şeklinde konuştu.
Bir yanıt yazın