BİZ MUTLULUĞUN ADRESİNDE BULUŞTUK.. YA SİZ…?
Birkaç yüreği güzel öğrencinin bir araya gelip kurduğu ve önceleri sadece bir fikir olan ama kısa zamanda eyleme dönüşen ve hızla büyüyen bir grup.
Sen yoksan bir eksiğiz sloganıyla yola çıkan ve kurdukları grubu hızla büyüten ve kendi deyimleriyle Mutluluğu adresi olan gurubun kurucu üyeleri Abdullah Özkan(Başkan) ,Nazan Çelebi ve Hacer Kara ile bir araya geldik ve bu güzel gurubun nasıl doğduğunu,ne zaman kurulduğunu,ne zaman dernekleşeceklerini,amaçlarını hedeflerini sorduk.
Abdullah Özkan gurubun kurulmasına öncülük eden ,tabiri caizsse fikir babası sayılan yaşı genç ama kocaman bir yüreği olan kardeşimize bu gurubu kurma fikrinin ilk nasıl doğduğunu sorduk;
M.K: Güzel işlere imza attığınız bu güzel gurubu kurma fikri nerden aklınıza geldi ilk nasıl karar verdiniz
A.Ö: Bir yıl önce ,Ramazan ayıydı cafede otururken gelecek olan Ramazan Bayramında ihtiyaç sahibi çocuklara neler yapabilirim diye düşünürken onlara Bayramda kıyafet almayı düşündüm. Tek başıma ne kadar kıyafet alabilirdim ve kaç ihtiyaç sahibi çocuğa bu anlamda faydam olabilirdi. Birkaç arkadaşıma bu fikri açtım sıcak baktılar beraberce bu anlamda çalışma yapmaya karar verdik ve 2-3 gün içerisinde 600-700 Tl gibi bir para miktarı topladık.
3.-5 kişi ile başlamıştık ilk başta ve kısa süre içerisinde 10-15 kişi oluverdik. O bayram amacımıza ulaşıp çocuklarımıza kıyafetlerini aldık.
Kuruluş hikayemiz başta ben olmak üzere çocukları gülümsetebilmenin, bir yetimin, bir öksüzün kalbine dokunabilmenin, bir yaşlının anılarını ve yalnızlığını paylaşabilmenin yaşamın özü olduğuna inanan bir grup gönüllünün bir araya gelmesiyle 2013 yılında kurulduk.
Kurucu üyelerden Hacer Kara arkadaşımız’ın kaleme aldığı yazıda da kuruluş amacımız çok güzel anlatılmış dilerseniz onu da yayımlarsanız amacımızı daha güzel anlatmış oluruz.
Hacer Kara kurucu üyelerden bir Hastanede çalışan ve boş zamanlarını tamamiyle bu guruba ve gurubun etkinliklerine adamış pırıl pırıl bir gen arkadaşımız gurubun kuruluş amacını şöyle anlatmış;
MUTLULUK AİLESİ
Ortak atan bir kaç kalbin tek bedende buluşmuş haliyiz biz…
Geleceğin minik ellerinde nefes alan, onlarla hayaller kurup; onlarla rüyalara dalan bireyleriz. Adları geleceğe umut saçan, gönüllere güneş gibi doğan, gözyaşının yerini tebessüme bırakan bir dünya çocuğun abileri, ablalarıyız. ..
Farklılıkları engel olarak değil ayrıcalık olarak gören, dünyanın ışıltısını göremeyip zihninde canlandıran kardeşlerimize renkleri duyuran, yürüyemeyen kardeşlerimizi umuda koşturan koskocaman bir aileyiz.
Tek gayemiz herkesin yüzünde samimi gülücükler, yüreklerinde kalıcı sevgiler bırakmak; tuttuğumuz ellerle hayal ettiğimizden daha büyük bir çember oluşturmak ve o çemberde yaş, cinsiyet,ten,ırk vs. hiç bir fark gözetmeksizin her imdat diyene sarılmak, her derde ortak her sevince vesile olmak…
Evet bizler mutluluğun adresinde tebessüm dağıtmak için yola çıkan; çantasında merhamet, güven, paylaşım bulunduran genç bir aileyiz biz mutluluk ailesiyiz.
Hacer Kara
Ben buradan diğer kurucu arkadaşlarımız Doğancan Polat,Kubra Alkaya, Büşra Erdem, Derya Girgin, Batuhan Eren,Nil Öziş,Mustafa Aytaç,Pınar Gören ve Yonca Minic’ede teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varlar ve iyi ki bizim ailemizin birer ferdiler..
M.K: Neden böyle bir gurup kurma ihtiyacı duydunuz Varoluş nedeniniz nedir?
A.Ö:Türkiye’nin yarınlarında aydınlık yüzler görebilmenin ön koşulu, bugün çocuklarımızı her manada en iyi şekilde yetiştirebilmektir.
Devletimiz kaynak yetersizliği ya da yapısal sorunlar sebebiyle bu görevi yerine getirirken çeşitli güçlüklerle karşılaşabilmektedir. Gönüllü kuruluşların, özel sektörün ve vatandaşların, hayati önem taşıyan bu konuda devletin verimliliğini arttıracak şekilde destek olarak, örnekler yaratarak ve eksikleri tamamlayarak sorumluluğu paylaşmaları gerekmektedir. Sen Yoksan Bir Eksiğiz! Sloganıyla yola çıkan topluluğumuzun varoluş nedeni çocukların ve yaşlıların her türlü istek ve ihtiyaçlarına katkıda bulunmak ve bu konuda çalışmalar yapan kurumlara destek olmaktır.
Mutluluğun Adresi her ne kadar öncelikli olarak çocukları sonra da yaşlıları hedef alsa da her canlının en iyi şekilde yaşamayı hak ettiği inancına sahip bir topluluktur.
M.K: Amacınız nedir ve olmazsa olmaz değerleriniz varmı..?
A.Ö: Amacımız ,Öncelikli olarak bazı imkanlardan yoksun olan çocukların üzüntülerini paylaşmak, onların psiko-sosyal gelişimine katkıda bulunmak adına çeşitli eğitici ve eğlenceli faaliyetler düzenleyerek gelecekte mutlu bireyler olmaları adına yüreklerine mutluluk tohumları serpmektir.
Bir diğer amacımız ise yaşlılarımızın tecrübelerini, anılarını paylaşarak hem yalnızlıklarına çözüm üretmek hem de kendilerini toplumdan dışlamalarını engellemektir ve tabiki kendimizce olmazsa olmaz değerlerimiz vardır mesela Bağımsızlık: Derneğimiz, tüm kurum ve kişilerden bağımsızdır.
Adalet,Eşitlik,Hoşgörü ve Saygı: Tüm gönüllülerimize,çocuklarımıza,bağışçılarımıza adalet ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde yaklaşırız.Mutluluğun Adresinde din,dil,ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmaz.Farklı düşünce ve inançlara saygı gösteririz.
Güvenilirlik: Tüm uygulamalarımız konusunda saydamlık ve hesap verilebilirlik ilkelerine uyarız.
İş Birliği ve Dayanışma:Tüm sivil toplum kuruluşlarını paydaşımız olarak görür,işbirliği paylaşım ve dayanışma içerisinde olmaya özen gösteririz.
Yenilikçilik; Derneğimiz sürekli gelişme ilkesi çerçevesinde yenilikçi bir yaklaşımı benimser,projelerinde özgün modeller geliştirme ve uygulama gayreti gösterir.
M.K: Peki kurulduğunuz bu güne kadar neler yaptınız bizlere anlatırmısınız..?
A.Ö: Mutluluğun Adresi olarak ilk etkinliğimizi Eyüp Çocuk Esirgeme Kurumu’na gerçekleştirdik.
İlk olması sebebiyle bizler için çok önemliydi, ardında gülümseyen yüzler bırakabilmek yaptığımız işin ne kadar değerli olduğunu anımsattı bizlere ve hiç vakit kaybetmeden bir diğer etkinliğimizi organize ettik.
Sıradaki etkinliğimiz Hasan Tan çocuk esirgeme kurumu ziyaretiydi bu ziyareti sinema ve yemek organizasyonuyla taçlandırdık, ardından bizler için ayrı bir değeri ve anısı olan Semiha Şakir çocuk yuvası piknik etkinliğimizi gerçekleştirdik, mutluluğa giden adreste doğru yolda olduğumuzu çok özel bir olaya vesile olarak bir kez daha anladık, Dernek üyelerimizden bir arkadaşımız bu etkinlik vesilesiyle dünya tatlısı ,gelecekteki grup sembolümüz olacak olan sevgili Murat’la tanıştı ve aralarında çok güzel bir bağ oluştu, sonuç itibariyle arkadaşımız 1 yılı aşkın süredir Murat’ımızın koruyucu aileliğini üstleniyor ve her etkinliğimizde küçük üyemiz Murat da bizlerle birlikte küçük arkadaşlarına destek oluyor…
Küçükyalı Çocuk Esirgeme kurumu ziyaretinden sonra , İtalya’da Down sendromlu arkadaşlarımızla unutulmaz bir etkinlik gerçekleştirdik, bu etkinlik derneğimizin hiçbir konuda ayrımcılık politikası olmadığının da bir göstergesi oldu adeta..
Mutluluğun Adresi olarak köy okullarını da ziyaret etmeyi ihmal etmedik elbette, Van ve Sinop’ta bu konuda çalışmalarda bulunduk,İstanbul’da ise Dolapdere İlköğretim okuluna elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık.
Kitap okuma ve okumaya teşvik etme noktasında çok hassas davranan bir topluluk olarak Erzurum’da bir kütüphaneye desteklerimizi ulaştırdık ,bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
Sonrasında çocuklarımızın doyasıya eğlenmeye hakkı olduğu düşüncesiyle Vialand’a bir etkinlik düzenledik,Koruncuk Vakfı bu konuda bize destek sağladı bu vesileyle Mutluluğun Adresi’nin bir diğer sembolü olan Ece ile tanıştık.
Bizler için bir dönüm noktası olan sıradaki etkinliğimiz ise Zekerikaköy’de gerçekleştirdiğimiz piknik etkinliğimizdi.Bu etkinlik yaptığımız işlerin fakındalığını oluşturabilmek adına bizlere zemin hazırladı,İdo Tatlıses’in etkinliğimize katılıp destek vermesi sosyal medyada öne çıkmamız noktasında büyük bir adımdı,Etkinliğimize bir vesileyle katılmış bağışçılarımız bizlerden desteklerini esirgemedi ve etkinliğimize katılan birçok çocuğun eğitim ve sağlık masraflarını üstlendi.Bugünden itibaren üye sayımızda önemli bir artış gözlendi.
Sonrasında hem yeni katılan üyelerle tanışmak ve grup içi iletişimi sağlamlaştırmak,hem de güzel bir projeye ve down sendromlu kardeşlerimize destek olmak adına Down kafede bir kahvaltı programı düzenledik,bizler için çok eğlenceli ve verimli bir etkinlikti.
Şimdilerde ise neredeyse bir ilk olan radyo programı etkinliğiyle faaliyetlerimizi duyurmaya ve kendimizi tanıtmaya devam etmekteyiz,eğer sen de istersen seni de bekliyoruz,unutma sen yoksan bir eksiğiz!
M.K: Peki yaptığınız bu güzel işlerinizin yanı sıra yakın zamanda neler var yapılacak projelerinizin arasında ..?
A.Ö: İlk olarak Koruncuk Vakfına kahvaltıya gideceğiz, çocuklarımızla zaman geçirip onların acılarını, mutluluklarını paylaşmayı bir vazife biliyoruz..
17 Eylül Çarşamba günü ise güzel bir etkinliğe imza atmak için hazırlıklara başladık,İzmit Kandıra köy okulundaki kardeşlerimizi kırtasiye paketlerimizi ulaştırmak için ziyarete gidiyoruz, yaklaşık 250 çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz.
Ve nice etkinlikler, projeler çocuklarımızı gülümsetebilmek için sırada bekliyor.
Hala katılmak için senin de vaktin var!
M.K: Peki bu güzel gurubu ne zaman dernekleştirmeyi düşünüyorsunuz..?
A.Ö: Dernek olmak için tüm hazırlıklarımız bitti, Resmi işlemler başlatıldı ve yer sorunumuzda çözüldü en kısa zamanda Kartal Soğanlıkta Dernek merkezimizde faaliyete geçeceğiz.
M.K: Son sözlerimizi de yine gurubunuzun kurucu üyelerinden Nazan Çelebi hanımdan alalım artık dernek diyebiliriz sanırım çok kısa bir süre sonra Derneğe dönüşecek olan bu gurup hakkında son sözleri sizden alalım
N.Ç :Başkanımız Abdullah arkadaşımızın anlattığı her şeye katılıyor ve her zaman yanında olduğumu ve bu güzel ailenin bir mensubu olmaktan mutluluk duyduğumu belirterek sözlerime başlamak istiyorum;
Çocuklara, bir şeyler öğretme telaşı içinde olduğumuz için sık sık unutsak da; aslında onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Bunlardan en önemlisi de, çocuksu gözlerle dünyaya bakabilmek… Yaşamda, her şeyi ilk kez görüyor ve hayatı yeniden keşfediyor gibi merakla bakabilmek ve anın içinde bir çocuk gibi kaygısız olabilmek.
Büyüdükçe, mutluluğu da “büyük” olaylarda aramaya ve bulmaya şartlandırırız kendimizi.
Küçüklüğümüzdeki, “ufak” olaylardan mutlu olma duygusunu unuturuz. Çocukken, küçük bir oyuncağın verdiği o büyük hazzı, çoğu zaman erişkinliğimizde tadamaz oluruz. Bir çift ayakkabıyla birlikte gelen bayramlığın verdiği o tarifsiz mutluluk, çocukluğumuzun bayramlarında mazide kalmıştır. Biraz da o yılların vermiş olduğu büyük mutlulukların özlemiyle, çocukluğumuzu ve çocuk olmayı özler dururuz.
Dünyaya çocukça gözlerle bakmayı unuttuğumuz, çocuklar gibi düşünemediğimiz, hayal kurmaktan ve hayatın mucizelerine inanmaktan vazgeçtiğimiz için aslında umutsuz ve mutsuzuz. Mutluluğu hep kendi dışımızdaki şeylerde veya kişilerde bulabileceğimiz yanılgısı içindeyiz. Onu, hep dışarıda ve kendimizin uzağında arıyoruz. Mutluluğu, kendi dışımızda ve uzağımızda aradıkça da onu bulamıyoruz.
ve son olarak üç kurucu üyemizinde ortak mesajı siz değerli okurlarımıza ;
”PEKİ MUTLULUĞU BİZLERLE BİRLİKTE KEŞFETMEYE NE DERSİN? İÇİNDEKİ ÇOCUĞU KAYBEDENLER,KÜÇÜK ŞEYLERLE MUTLU OLMAYI VE YAŞAMIN ASLINDA NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU İLİKLERİNE KADAR HİSSETMEK İSTEYENLER VE BİR ÇOCUĞUĞU GÜLÜMSETEBİLMENİN HUZURUNU TATMAK İSTEYENLER..HİÇ MERAK ETMEYİN,DOĞRU YERDESİNİZ!
MUTLULUĞUN ADRESİNDE BULUŞABİLMEK ÜMİDİYLE”…
Söyleşinin sonunda bizlerde kendilerini kutladık ve çıktıkları bu güzel yolda Allah’tan yardımcaları olmasını diledik…
Facebook: MUTLULUĞUN ADRESI
Twitter: @MUTLULUGUNADRES
İnstag: MUTLULUGUNADRESI
Bir yanıt yazın