Gösterim sonrası öğrencilerle söyleşi yapan Kaplanoğlu, “Türkiye sinemasında, dağıtım konusunda bir tekelleşme var” dedi.
Ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu filmi Buğday’ın özel gösteriminde öğrencilerle bir araya geldi. İstanbul Esenyurt Üniversitesi ‘nin öğrencileri için düzenlediği etkinlik, bir alışveriş merkezinin yedi sinema salonunda yapılan ortak gösterimle toplamda 598 öğrenciyle rekor sayıda bir katılımla gerçekleşti. Filmin izlenmesinin ardından üniversitenin konferans salonunda söyleşi yapan Kaplanoğlu gençlerle sohbet etti.
“Sinemada tekelleşme var”
Söyleşi öncesi yaptığı açıklamada, filminin gişedeki durumuyla ilgili konuşan Kaplanoğlu, “Türkiye sinemasında, dağıtım konusunda bir tekelleşme var. O nedenle sınırlı sayıda sinemalarda gösterim yapabildik. Bu durum Türkiye’deki sinemacıların temel sorunlarından biridir. Belli dağıtımcılar ve sinemacılar sinema salonlarını kaplamış durumdalar. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’de her yıl 670 bin filmin yapılmasına destek oluyor. Ancak bu filmleri seyirci ile buluşturma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Nitekim sinema salonlarının dışında çeşitli kurumlar ve üniversiteler filmimizi davet ediyor. Bu sayede bende öğrencilerle buluşuyorum, onlarla görüşme ve tanışma imkânı buluyorum. Bu işimizin en güzel yanlarından biridir. Diğer taraftan uluslararası festivallere gidiyorum. Geçen hafta Hindistan’daydım. Orada da filmim öğrenciler ve izleyicilerden çok güzel yoğun tepkiler aldı” açıklamalarında bulundu.
“Buğday distopik bir film değil”
Önceki filmlerinin yanı sıra alışılmışın dışında bir bilim kurgu filmi olan “Buğday” ile seyircisini şaşırtan Kaplanoğlu, filme yapılan distopya eleştirilerine kesinlikle katılmadığında değinerek, “Filmde biraz farklı bir bakış açısı var. Buğday, kendi kültürümüzü ve Anadolu geleneğini belli oranda sinemaya aktarma yönünde bir çabadır. Bunun yanı sıra ‘Gelenek ile şimdi ve geleceği buluşturacak bir bakış açısı ne olabilir?’ kaygısıyla yola çıktık. Buğday, üslup olarak siyah-beyaz ve belirsiz bir gelecekte geçiyor olmasıyla biraz farklı özelliktedir. Filmin içinde turistik elamanların oluşu gibi şeyler farklılık oluşturdu. Ayrıca film için distopya gibi tanımlar yapıldı. Bunları çok doğru bulmuyorum. Çünkü ben, öyle bir yaklaşımla filmi ele almadım. Geçmişte ve bugün belli tarz sinemaların bazı unsurlarını ve bazı elemanlarını film içerisinde kullandım” dedi.
“Yeni proje tarihi bir film olacak”
Gelecek süreçte üç tarihi film projesi olduğunu da kaydeden Kaplanoğlu, “Yaşlandıkça, zaman geçtikçe insan his olarak daha çok şey yapmak istiyor. O yüzden şu anda bir kaç projeyi bir arada çalışıyorum. Tarihin bugünkü hayatımızdaki karşılığını arayacak şekilde bir proje üzerinde düşünüyorum.16. yüzyılda yaşamış Anadolulun çok önemli Türk Ariflerinden olan Niyazi Mısri ve Mimar Sinan hakkında birer film düşünüyorum. Hangi proje olur bilmiyorum ama bu iki proje yoğun olarak gündemimde” dedi.
Son olarak söyleşi öncesi yaptığı konuşmasında gençlere mesaj veren Kaplanoğlu,” Gençler kendi içinde doğdukları kültürü daha derinlemesine almalıdır. Tarihe biraz geniş çerçeveden bakarak çok çalışmaları gerekiyor. Türkiye’nin enerjisini ve ruhunu aktarmak için çaba göstermeliler ve bunun için çok çalışmalılar” yorumlarında bulundu.
“Öğrencilerimizin projelerini destekliyoruz”
İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sudi Apak ise, bu tarz etkinliklerin öğrencilerin gelişimi için önemli olduğunu ve sinema bölümü öğrencilerinin yaptığı projeleri desteklediklerine değinerek, “Sinema bölümündeki öğrencilerimiz için bu tarz etkinlikleri çok önemli buluyorum. Ünlü yönetmenlerin yapıtlarını izlemeleri ve onlarla bir araya gelmelerini öğrencilerimiz adına bir fırsat olarak görüyorum. Sinema bölümümüzde bilinen yönetmenlerle çalışıyoruz. Üniversite olarak öğrencilerimizin yaptıkları projeleri önemsiyor ve onları destekliyoruz” ifadelerinde bulundu.
Bir yanıt yazın