Evet bu yazımızda bir milli kahramanımızdan bahsedeceğiz siz değerli okuyucularımıza…

Gençlerimizin çoğunun bilmediği ama mutlaka bilmesi gerektiği bir milli değer o..Asla unutulmayıp, unutturulmaması gereken bir kahraman NENE HATUN’dan bahsedeceğiz bugün .

93 Harbi tüm hızıyla devam ederken Ruslar’ın işgal ettiği Erzurum’da Aziziye savunmasına katılıp ,halk direnişinin simgesi haline gelmiş olan Nene Hatun’u bize 5.kuşak torunu olan Nimet Bacaksız’lar anlatacak….
Öncelikle bizleri kabul ederek bizlerle bu değerli bilgileri paylaşan Nimet Hanım’a teşekkür ederek başlayalım söyleşimize.

***Nimet Hanım merhaba, öncelikle bizlere bu değerli vakti ayırdığınız için size teşekkür ediyoruz.
Şanlı tarihimizin çok önemli bir değerini dinleyeceğiz sizden bu akşam .Fakat önce sizi tanıyarak başlamak istiyoruz.Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

” Hoş geldiniz, ben de sizlere teşekkür ediyorum bana bu güzel fırsatı verdiğiniz için.
Ben Nimet Bacaksızlar 1960 yılında Erzurum’un (Hasan Kale )Pasinler ilçesinde doğdum. Okul hayatım çok erken başladı.
Okula bir an önce başlamayı çok istiyordum bu yüzden öğretmenimin de yardımıyla yaşımı büyütüp okula başlatmışlar beni.
70-71 döneminde mezun olduktan sonra ,ailevi sebeplerden dolayı bir daha okula gidemedim.
On bir kardeşiz.Ben 10. sıradayım ve tek kızım. Bir buçuk yaşındayken İstanbul’a gelmişiz. İlk önce Şişhane’ye yerleşmişiz ve bir iki yıl orada oturduktan sonra Kasım Paşa ,sonrasında Çamlıca’ya yerleşmişiz…
Yukarıda da belirttiğim gibi ,çabuk başlayan tahsil hayatım ilk okul ile sonlandı. Çamlıca İlk Okulu’ndan mezun oldum.
Babamın adı Halit ,namı değer Halit Onbaşı,babam Kurtuluş Savaşı gazisidir aynı zamanda. Annnem Bal Hanım babamın üçüncü eşidir.

***Biraz çocukluk yıllarınızdan bahsedersek, nasıl bir çocukluk yaşadınız ?

Belirttiğim gibi bazı ailevi şartlardan dolayı okuyamadım. İki yıl dikiş kursuna gittim .Babam Kurtuluş Savaşı gazisiydi ama bizim bundan çok sonraları haberimiz oldu . Az da olsa bir maaş bağlandı kendisine. Babamın başka da bir geliri yoktu ,evin geçim idaresi tamamen abimlere aitti. Ben de bu yüzden çok sevdiğim okulumu bırakmak zorunda kaldım.
Abilerimden bir kaçı Erzurum’da vefat etmiş biz İstanbul’a yedi kardeş olarak gelmişiz.

***Kaç yaşında evlendiniz ?

• ”15 yaşında evlendim.Aileler isteyince görücü usulü evlendim.
  Orta okulu elli yaşımda bitirdim ama yıllar sonra azmettim ,yarım kalan tahsilimin birazını da olsa tamamladım. Liseye de devam edecektim fakat o dönemde eşim vefat edince olmadı.
  Üç kızım var ikisi evli,bir tanesi de üniversiteyi bitirdi özel bir firmada çalışıyor. Beş tane torunum var, onlar da benim gibi vatana ve bayrağa yetiştiler çok şükür.Damadım da Yörük Ali Efe’nin torunudur . Sanırım biraz da bununda etkisi var torunlarımın üzerinde.
• Bacaksız soyadı nereden geliyor ?
• İlk evlendiğimde bu soy adını çok yadırgamıştım, hatta dalga geçenler bile oluyordu.Sonrasında bu soy adının ne kadar büyük bir anlamı olduğunu öğrendim.
  Kayınpederimin babası Çanakkale Savaşın’da gazi oluyor. Kendisine isabet eden bir şarapnel parçası ile bacağının dizden aşağısını kaybediyor.
  Bu olayı duyduktan sonra soy adımı gururla taşımaya başladım.
  Nenem ,Nene Hatun gibi benim de hayatım hep mücadeleyle geçti. Ömrümün büyük kısmını çalışarak geçirdim. Aktarda çalıştım, tuhafiye işlettim,pazarcılık yaptım. Okullarda aşçılık yaptım yani anlayacağınız hep bir mücadele ile geçti yıllarım.
• 
  *Gelelim Nene Hatun’a kendisiyle bağınız nedir,kaçıncı kuşak torunlarından oluyorsunuz siz ?
• Her adı geçtiğinde yüreğimin titrediği, ağlamamak için kendimi zor tuttuğum ve çok sevdiğimiz aile büyüğümüz.
  Nene Hatun annem tarafından akrabam oluyor.Ben beşinci kuşak torunuyum.Nevriye Hanım annemin anannesi oluyor.Annemin annesinin adı Rukset, annem Bal Hanım ve ben geliyorum sırası ile.
  Nene Hatun’un mezarına bir kere gittim. Aziziye Medresesi’nde bulunan mezarını bir kere de olsa ziyaret etmek nasip oldu.
• 
  Nene Hatun bilindiği gibi tarihe mal olmuş milli bir değerimizdir ve bende onunla akraba olmaktan gurur duyuyorum.
  1857 yılında Erzurum’da doğmuş ve 1955 yılında yine Erzurum’da vefat emiş nenemiz. 93 Harbi sırasında 20 yaşında olan Nene Hatun kendi köyünden Mehmet Efendi ile evliymiş.
• 
  Rusların Pasinler’i işgal edip Erzurum’a doğru ilerlemesiyle bir çok kişi gibi eşiyle beraber Erzurum’a göç etmişler.
  Ruslar’ın Erzurum’un varoşlarındaki tabyaları da işgal etmesi üzerine Nene Hatun, 3 aylık oğlunu evde bırakarak şehrin savunmasına katımış ve çok büyük yararlılıklar göstermiş.
• 
  Savaş bittikten sonra Erzurum’a yerleşen Nene Hatun, çıkan soyadı kanunu ile Kırkgöz soyadını almış.
  Nene Hatun’un dördü erkek (Yusuf, Nazım, Abdurrahman ve Musa), ikisi kız (Asime ve Nevriye) altı çocuğu olmuş ve oğullarından ikisi I. Dünya Savaşı’nda ölmüş.
  Hayatının son günlerinde 8 Mayıs 1955’te “yılın annesi” seçilen kahraman Türk kadını Nene Hatun, vefatının her yılında saygı ve minnetle anılıyor.
• 
  Osmanlı tarihinin en önemli savaşlarından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı açısından büyük bir mağlubiyetle sonuçlanmış. Söz konusu dönemde Rus ordusunun baskınla aldığı kent merkezi yakınındaki Aziziye Tabyaları, Erzurum halkının da yardımıyla yapılan karşı baskınla Ruslar’dan geri alınmış ve Nene Hatun’da bu savaş sırasında çok büyük yararlılıklar göstermiş.
• 
  Savaşın iyice kızıştığı bir dönemde eşi de cepheye savaşa giderken eşi Nene Hatun’a :
  -Nene ( Nene hatun’un adı Nene bu arada ) eğer ki olur da dönmezsem ve teslim olmak zorunda kalırsanız oğlumuzu öldür kendinide as diyor.
  Eşi ve kardeşi gidince Nene Hatun mutfaktan satırı alıyor ve şu ünlü sözü söylüyor ”Bu Yurt Balasız kalır ama Vatansız Kalmaz”
  Akabinde sokağa fırlıyor ,komşularının tek tek kapılarını çalıyor ,onları da hareketlendiriyor. Ahali evde ne kazma, kürek, tırpan,keser eline ne geçiyorsa yaklaşık 1000-1500 kişi tabyalara doğru koşmaya başlıyor.
  Ruslar neye uğradığını şaşırıyorlar ,çoğunluğu kadın olan bu kalabalık ayaklanma karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlar.
• 
  Ummadıkları an da başlayan bu ani baskın ile yenilgiye uğrayıp kaçmak zorunda kalıyorlar. Bu direnişi başlatan Nene Hatun yaptığı bir röportajında “Oanda sadece kelle uçurduğumu hatırlıyorum “diyor.
  Yaralıların arasında kardeşini görüyor, koşuyor yanına lakin kardeşi kucağında şehit oluyor. O günden sonra yaralılara yardım için canla başla çalışıyor.
• Gerçekten sizi dinlerken çok duygulandık ve sanki o günleri bizler de yaşadık. Son olarak gençlerimize neler söylersiniz ?
  *” Her Türk genci anlattığım bu destan gibi bir çok destan yazmış atalarımızı muhakkak yakından tanımalılar.
  Size bu anlamda çok teşekkür ediyorum .Duyarlılık gösterip bu konuyu işlediğiniz için. Anne ve babalar da evlatlarını yetiştirirken bebekliklerinden başlamalılar bu Milli Kahramanlarımızı evlatlarına anlatmaya. Onlara ninni niyetine şanlı tarihimizin destanlarını okusunlar .
• Çocuk daha o yaşlarda duysun bunları ve kulağı aşina olsun bu değerlerimize .
  Biz miilet olarak gerçekten büyük bir milletiz .Asla ve asla vatanımızı, bayrağımızı ,ezanımızı kimselere vermeyiz.
  Büyük kahraman Mustafa Kemal’in ve silah arkadaşlarını bize bıraktığı bu Vatanın her karış toprağını kutsal sayıp kendi kendine hayallenen bazı dış güçlere bizleri asla bölemeyeceklerini her daim göstermeliyiz.
  Ben yıllarca kadın halimle elimden geldiğince bunun mücadelesini verdim ve vermeye de devam edeceğim. Vatan borcu sadece askere gitmekle ödenmiyor.Vatanına bağlı yeni nesiller yetiştirmekte bir vatan borcudur bunu asla unutmamak lazım.
• 
  Okuyucularınıza ve ülkemin tüm güzel insanlarına sevgi ve saygılarımla
  Sağlıcakla kalın…
• Çok teşekkür ediyoruz size. Vatanımıza bu anlamda da olsa hizmet imkanı verdiğiniz için…
• 
  Gökçe Kız