Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül, 29 Mayıs 2015’te “MİT tır’larında IŞİD ve El Nusra çetelerine silah taşındığı” yönünde “İşte Erdoğan’ın Yok Dediği Silahlar” manşetiyle yayımladıkları haber neticesinde “casusluk yapmak, “devletin sırlarını ifşa etmek” bahanesiyle; mesleklerini özgürce ve kamu yararına yapmamak için tutuklandılar.

 
Bunun bize hatırlattığı şey açıktır. Goebbels’in ruhu AKP iktidarıyla birlikte yeniden vücut bulmaktadır. Gazeteci arkadaşlarımız Can Dündar ile Erdem Gül faşizmin piyanosunun tuşları olmayı reddettikleri için tutuklanmışlardır. Onlar, akp’in Türkiye’nin başına hangi belaları açtığını, Türkiye’yi hangi felaketlere sürüklemek istediğini gösterdikleri için tutuklanmışlardır. Bunun aksini iddia edenler Cumhurbaşkanı’nın ”onu öyle kolay bırakmayacağım, cezasını çekecek, bedelini ödeyecek” sözlerini hatırlamalıdır.

 
Türkiye, AKP iktidarından bu yana düşünce ve ifade özgürlüğünün, basın üzerindeki baskıların giderek ağırlaştığı bir yer haline gelmiştir. Tüm dünyanın gözünde Türkiye, ‘dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi’ olarak tanımlanmaktadır. Yalana ve her türlü hukuksuzluğa batmış hükümet baskı ve korkuyla iktidarını sürdürmeye, yaptığı her türlü yolsuzluk ve talanı gizlemeye çalışmaktadır. Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması, ülkemizdeki tüm aydınlara, demokratlara, ilericilere bir gözdağı vasfı taşımaktadır. Benzer örneklere ancak askeri darbe döneminde rastlanmış bu uygulamanın hedefi muhalefeti susturmak ve kelebek ömrü kadar kalmış siyasiyi ikballerini korumaktır. En gericiler ve darbeciler bile basın nefretini ve sansür şehvetini bu kadar açık sergilemeye çekinirdi. Bu pervasızlığın altındaki korku iktidarı kaybetme korkusudur. Recep Tayyip Erdoğan, “kitap, bombadan tehlikelidir” cümlesini canlı yayında telaffuz edebilecek kadar pervasızdır.
Bu devranın sonsuza kadar böyle gitmeyeceği, bu çarkın daha fazla böyle dönmeyeceği bellidir. İktidarın emir kulu olanlar da zamanı gelince tüm bu hukuksuzlukların hesabını vermek zorunda kalacaktır.
Buradan toplumumuzun her kesimine açık çağrı yapıyoruz. Can Dündar ve Erdem Gül yalnız değildir. Bizler hapislere atılmaktan korkmuyoruz. Bu ülke uğruna, bu halk için üzerimize gelecek her türlü baskıyı göğüslemeye hazırız.
Yargı, bağımsızlığını hatırlamalıdır. Hiçbir siyasetçinin iki dudağının arasından çıkacak bir talimatla hukuk dışı uygulamalara imza atmamalıdır. Yargıya düşen gerçekleri halka açıklayan gazetecileri değil, Suriye politikası da tıpkı tüm dış politikası olduğu gibi çökmüş olan AKP iktidarını yargılamaktır. İşledikleri savaş suçlarını yargılamaktır.
Tarih tüm bu yaşanılanları yazacaktır. AKP faşizmine direnenler adını altın harflerle gelecek kuşaklara hatırlatırken; AKP ve piyonlarını kimse anmayacaktır.