Aksa’da hutbe irad etmek imkânına sahip olup, Cenabı Allah Hakk’ın lütfü ve ikramı olarak da bunu yaptığı zamanda Türkiye’de Diyanet İşleri’nin reisinin makam aracı tartışılıyordu ve 3 sene tartışma devam etti” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet İşleri eski Başkanı ve İstanbul eski Müftüsü İbrahim Bedreddin Elmalı’yı anma programına katıldı. Üsküdar Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen anma programına Görmez’in yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Osman Ateş, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran ile çok sayıda konuk katıldı. Anma programı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından slayt gösterimi yapıldı. Diyanet İşleri eski Başkanı ve İstanbul eski Müftüsü İbrahim Bedreddin Elmalı’nın görevi başındayken başından geçenleri anlatan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Bir hilafet tartışması başlatılır. Şimdi bile bu kötü huylar devam ediyor. Tam iyi bir şey olacağı zaman mutlaka bir bakıyorsunuz sosyal medya marifetiyle bir tane kötü bir tartışma başlar. Diyanet İşleri Başkanının bu ülke Mescid-i Aksa’da hutbe irad etmek imkânına sahip olup, Cenabı Allah Hakk’ın lütfü ve ikramı olarak da bunu yaptığı zamanda Türkiye’de Diyanet İşleri’nin reisinin makam aracı tartışılıyordu ve 3 sene tartışma devam etti. Bunlar çok eskiden beri var olan şeyler. Hocanın hiç söylemediği bir söz hocaya naklettirilir. Ağzından öyle bir söz çıkmamıştır. ’Kurtuluşumuzun yolu Hilafet-i’ye İslamiye’den ikame etmekten geçer’ diye bir söz nakledilir ve bunun başkan tarafından söylendiği ifade edilir. Ertesi gün bütün manşetlerde, bütün yazılarda, köşe yazılarında hakaretler, çok ağır hakaret yazıları var” dedi.
İbrahim Bedreddin Elmalı‘nın İstanbul Müftüsü’yken de üç açıklamanın başına işler açtığını ifade eden Görmez, “Birisi doğum kontrolüyle ilgilidir. 1962 yılında. Ben 2012 yılında bu açıklamayı ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nun açıklamasını naklettiğim için aynı tartışmalar Türkiye’de yaşandı. Hem de belki daha da artarak yaşandı. İkincisi de turistlerin Sultanahmet Camii’ne girerken ve çıkarken kıyafetleriyle ile ilgilidir. Sorun halen devam ediyor. Üçüncüsü de yine medyada zaman zaman gündeme gelen Türkçe ezan ve Türkçe ibadetle ilgilidir. Bir de aynı şekilde Beyoğlu Müftüsü’nü görevden almıştır. Bizim bazen böyle bir de sorunumuz vardır. Çok haklı gerekçelerle, bir kardeşimiz artık orada görev yapması mümkün değildir. Ama mahkemeye gidildiğinde mahkemedeki gerekçe hep aynı olur. Diyanet Atatürkçü müftüyü görevden almış olur. Bir de böyle bir hastalık vardır. O zaman da öyle bütün kayıtlarda öyle geçiyor. Beyoğlu’nun Atatürkçü müftüsünü görevden aldı diye. Aynı şekilde hakkında yazılar yazılır” şeklinde konuştu.
Bir yanıt yazın