Egemenliğimizi kaybetmek üzereyken elimize geçen her fırsatı kullanmamız gerektiğini biliyorduk. Biz Türküz… En güçlü devlet için, ülke için, vatan, millet, bayrak için… Güçlük üstüne adadık kendimizi bu yola. Ülkemizin geleceği için dönüyordu dünya ve o dünya ki bizim eksenimizdi. Demokrasi yakındaydı biliyorduk. Haydi şimdi sıra onlarda öğrenin bakalım!

Bütün topraklarımız düşman elinde, işgaldeyken ulu önderimiz önce Samsun’a çıktı. Sonra Ankara’da Meclisi açtı. Attığımız her adımda planlı ve dikkatli olmamız gerekiyordu. Düşman ısrarla ülkeyi isterken, sonu olmayan yolda yürüdüğünün farkında değildi. Sonunda Paşam 23 Nisan 1920’de açtı meclisi, konuştu, tartıştı, karar verdi. Ne mi yapıyoruz bu topraklar için?

YA ÖLÜRÜZ, YA ÖLÜRÜZ!..

Adım adım yaklaşıyorduk demokrasi ile harika bir hayata. Zorluk çıkmadı mı? Tabiki… O zamanlar bütündük biz. Gelecek de bütünlüğü korumak içindi. Varlığımız şehitler. Artık rahat ol Mehmetçik. Ben varım, biz varız… Bu topraklarda Türk kanı dökülmüşse ben bu vatanı kolay kolay bırakmam.

 
Her şey Cumhuriyet, hürriyet, demokrasi, bayrak aşkına.Bizlerin görevi bu meşaleyi gelecek nesillere aktarabilecek şekilde kendimizi yetiştirmek ve Mustafa Kemal’in devrimlerinin yolundan yürüyüp toplumu her türlü kara düşünce ve hareketlerden bu vesile uzak tutabilecek eğitimi de almak olacaktır. Unutmayalım ki Atatürk’ün yolu aklın ve bilimin yoludur. Akıl ve bilimin ışığından yürümek Atatürk’ün yolundan yürümek demektir.

Tüm dünyanın çocuklarına ırk, dil, din ayrımı gözetmeksizin kucak açan bu yüce bayram küçük büyük herkese kutlu olsun
SONSUZ SAYGILARIMLA