CHP Parti Meclis Üyesi Doç. Dr. Hüsnü Süslü ,Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezinde düzenlenen ,”68 KUŞAĞI   ”HAYIR”diyor panelinde yaptığı konuşmasında şunlara değindi:

SAYGIDEĞER ARKADAŞLAR

Öncelikle hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Hepiniz, 68 ‘in Devrimci Gençlik Önderleri hoş geldiniz. EMEKLİSEN Kartal Şubesi’ne teşekkür ediyorum, böylesine önemli konuklar ve sizlerlerle bizi buluşturdukları için.

Değerli katılımcılar,

Ben tıp doktoruyum ve bir akademisyenim aynı zamanda CHP PM Üyesiyim. Öncelikle kendi alanımla ilgili birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Son 15 yılda siyasal iktidarın yarattığı travma tüm alanlarda hissedildi. Ne yazık ki YANDAŞ MEDYA aracılığıyla ‘Her Alanda Devrim Yaptık’’algısını oluşturdular. Oysa gerçekler bunun tam tersidir. Özelliştirmelerle ve Mega projeler denilen topluma katkısı olmayan projeler ile  hem devlet hem de halk büyük bir soyguna uğratıldı. Fiili başkanlığın yaşatıldığı son iki yılda toplumda sosyal olarak  ciddi ayrışmalar, ekonomide çöküşler, insan hak ve özgürlüklerinde ciddi  gerilemeler olmuştur.

15 yıllı boyunca liyakatı ve devlet geleneği olan kuralları hiçe sayarak muhalif daha doğrusu kendinden olmayan tüm kişileri tasviye edilmiştir. Enflasyon çift haneli(%11) rakamlarda, işşizlik %12 nin, genç işsiz %23 üzerinde, Türk parasının değer kaybı %28 üzerinde üzerinde. Yolsuzluk algısında 175 ülke içinde 75., hukuk üstünlüğü sıralamasında 113 ülke içinde 99. cinsiyet eşitliği konusunda 144 ülke içinde 130.sırada. Sırada, 150 ye yakın gazeteci hapis. 33500 öğretmen , 4350 akademisyen, 4000 civarında  hakim ve savcı meslekten ihraç edildi. Tüm alanlarda olduğu gibi sağlık sistemi de tam bir piyasa ekonomisi alanına çevrildi.

Örneğin Hipokrat yemini etmiş meslektaşlarıma günde 150 hasta bakacaksın diye baskı yapılarak  koruyucu sağlık hizmetleri ayaklar altına alınıp; doktora başvuran her hastaya MR,USG, geniş tetkikler istenir oldu. Bir kerede bitecek iş uzadıkça uzadı. Yılda 650 milyon kişi doktora başvuruyor bu yeni sistemde. İlaç tüketimi rekor kırıyor. Şimdilerde ‘’Şehir Hastaneleri Vurgunu’’, Aile Hekimliği sorunları, bilimde akıl dışı tutumlara atılması gibi olumsuzluklar peşpeşe geldi. Devlet hastanelerinin personel ve teknoloji açısından yetersiz bırakılışı da eklenince sağlığımızın pazarlandığını, ‘’sağlıksız sağlık hizmeti’’anlayışının ortaya çıktığını görüyoruz.

Bu önemli sorunlar artarak devam ederken bir de üniversitelerimizdeki akademisyenlere insanlık dışı uygulamalar ortaya çıktı. TTB nin Genel Kurul Delegesi olarak iyi biliyorum ki sağlığımızda her sey  pazarlanmaktadır. Toplumda yaratılan cahilin cesareti üzücüdür ki hekim arkadaşlarımıza yoğunca darp ve cinayetlere kadar varmıştır. Toplumumuzda tıpkı sağlık sisteminde olduğu gibi büyük kaos, sevgisizlik, kamplaşma, kutuplaşma yaşanmaktadır. Tam da bunların çözümü için neler yapılabilir derken, gündemimize Anayasa Değişikliği  Referandumu geldi. İçeriğine bakıldığında kısmen görülmektedir ki önerilen değişiklikler, sorunlarımızı, istikrarsızlığımızı bırakın aşmayı çok daha fazla derinleştirecek durumdadır.  Anlaşılıyor ki artık hiç kimse konuşmayacak, tek kişi istediğini yapacak, parlementer sistem yerine garabet bir sistem getirilecektir.

Bu bize, toplumumuza yakışmayacak bir düzenlemedir.  Zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapacaktır. İşşizlik, pahalılık daha da artacak, kısmen can ve mal güvenliği kalmayacaktır.

Bu düşüncelerimizi sizinle paylaşmak istedik. İstedik ki 68 in devrimci gençleri buna ne diyorlar, öğrenelim yol göstericiliklerinden yararlanalım. Paylaşa paylaşa, anlata anlata kapı kapı geze geze , köyümüzde ki kasabamızdaki yakınlarımızı dostlarımızı tekrar tekrar arayıp ikna ede ede , kimseyi ötekileştirmeden; bu meseleyi yalnızca bir ülke ve geleceğimiz meselesi yaparak başaracağız.

Hepinize hepimize şimdiden başarılar diliyorum. Hayırlı olsun diyorum…

Programımızın işleyisi şöyle olacak. İlk önce tüm konuşmacılarımız 15’er dakikalık konuşmalarını yapacaklar.   Sonra size dağıtılan kağıtlara yazacağınız soruları tekrar yanıtlayacaklar. Bu da bitince  kendilerine  tekrar 5’er dakika bir söz daha vereceğiz. Böylece söyleşimiz son bulacak. Şimdiden duyurayım 2 nisan da biz yine başka konuklarımızla burada olacağız. Ona da sizleri bekliyoruz.

Dikkatiniz için şimdiden teşekkür ediyorum. 

Neden hayır diyoruz,

Baskıcı rejimlere karşı geçmişte hayır diyen 68 kuşağının deneyimlerinden yararlanmak istiyoruz.  Onlar bu sistemlere hayır diyorlardı ve bu sistemler bu gün tıkandı.