Saadet Partisi Kartal İlçe Başkanlığı İmdat SEVİNÇ, “ Kartal’ı Seven daha Önce Milli Görüş’te çalışmış arkadaşlara açık çağrıdır”

Yazılı bir açıklama yapan Sevinç,

“Sevgili Kardeşim, Dava Arkadaşım!

Allah(CC)’ın selâmı, rahmet ve bereketi üzerinize olsun.

Anadolu’muzun özeti ve en büyük şehri pay-ı tahtımız, İstanbul’umuzun seçkin insanlarından biri olarak şahsınızı tanımış olmaktan, birlikte yaptığımız çalışmalardan her zaman onur duyduk. Ehliyet ve liyakatinize dair beslediğimiz kanaat nedeniyle mühim bir konuyu daha paylaşmak istiyoruz.

Bizler, yaşadığımız zaman diliminde, şahidi olduğumuz gelişmelerden sorumlu, temyiz kabiliyeti olan insanlarız. Şahsiyet ve saygınlığı, bilgi ve birikimi olan insanların müdahil ve belirleyici olmadığı bir hayatın acıları yaşanmaktadır. Büyük bir zihniyet savaşı verilmektedir. Bu mücadele, insanın yaratılışıyla başlayan ve kıyamete kadar uzanan bir süreci ifade etmektedir. Bizler, bu tarihi akışın orta yerinde, bize verilmiş kısa bir ömrü gözü kapalı geçirecek insanlar değiliz. Hakkı hak olarak bilip ittiba etmek, batılı batıl olarak görüp ictinab etmek hidayette olmanın gereğidir. Ancak günümüzde çıkarı için yaşayanlar itibarlı sayılırken erdem sahibi, sözü muteber insanlar hak ettikleri noktada değildir, devre dışıdır.

Dünya barışı ve insanlığın huzuru, Osmanlı Devleti ile birlikte parçalanmıştır. O günden bu zamana bütün insanlık hiçbir zaman hukuk ve adaletle muamele görmedi. Son yüzyılın ilk yarısı iki dünya savaşı, ikinci yarısı ise sömürü ve tahakkümle geçti. İki kutuplu dünya galip Batılı devletlerin düzeniydi ve onların iradesini temsil etmişti. Yani insanlık son yüzyılı Batı’nın değerleriyle yaşadı ama mutlu ve müreffeh olamadı. Bütün insanlığın refah ve mutluluğu için harcanması gereken ekonomik kaynaklar, insanlığın ezilmesi, acı çekmesi ve savaşması için kullanılarak heba edildi. Çünkü bu, batının dünya görüşü, hayat anlayışıdır, vazgeçmediği, geçemeyeceği felsefesidir.

Beklenirdi ki, yeni küresel yapılanma çektiği ve çektirdiği bu acılardan ders almış, ibret almış olsun. Ama görünen o ki, kurulmak istenen tek merkezli dünya düzeni, tıpkı önceki gibi hak/hukuk merkezli değildir, olmayacaktır. Zira Batı, aynı batıdır ve “güç” merkezli yapılanmaktadır. Tek becerisi kışkırtma, bitkin düşürme ve şiddete dayalı çözümler üretmektir. Bu onun tarihsel kültürünün gereğidir, adil ve kucaklayıcı yeni katkılar üretecek değerlerden mahrumdur. Ele geçirdiği teknolojiyi şiddete dönüştürmekten başka hiçbir argümana ve zihinsel donanıma sahip olmadığı için kendi insanını bile mutlu edememiştir.

Şimdi, bizzat batılı bazı düşünürlerin kabul ve itiraf ettikleri gibi, insanlığa ve tüm zamanlarda yetecek, mutlu ve müreffeh toplumu ancak İslâm’ın değerler sistemi kurabilir. Sahibi ve mirasçısı olduğumuz bu değerler bütün merhameti, şefkat ve haşmetiyle dünya gündemindedir. Eşsiz parlaklığı ile ışıldayan bu yükselişi ilk olarak emperyalist batılı güçler fark etmiştir. Milli Görüş’çü partilerimizin kapatılmasının, durdurulmak istenmesinin ve sırtından vurulmasının sebebi budur. Geciktirilebilir, acı çektirilebilir belki ama dirilişin önüne geçilemez. Çünkü bu hakkın yürüyüşüdür, bir ihtiyacın eseridir, tarihsel bir zorunluluktur.

Emeğinizin geçtiği Milli Görüş bu güne kadar aldığı mesafeyi rüzgârlarla değil, tam aksine rüzgâra rağmen ve ona karşı almıştır. Yaşadığımız zorluklar sadece sabrımızı ölçer, ecrimizi artırır ama asla engel olamaz. Tüm insanlığın kurtuluşu için büyük kazanımlar yenilgiyi kabul etmiş, iddiasından vazgeçmiş insanların harcı değildir. İnancı, söyleyecek sözü, dayanacak yüreği olan insanların işidir. Gerilim ve kamplaştırma yöntemiyle, gizlice yürütülen yabancılaşmaya, emek sömürüsüne, toplumsal çözülmeye seyirci kalacak insanlar olamayız. Birlikte başladığımız bu yolculuğu yine ve omuz omuza sürdürmek, ecrimizi tekrar paylaşmak istiyoruz. İnancımız şudur: İradesi, dirayeti ve çabasıyla Anadolu’yu ayağa kaldıracak bu aksiyon, bütün insanlığı kurtaracak ve tahminlere sığmayan büyük sonuçlar doğuracaktır.

Mayalanmakta olan Yeni Bir Dünya, inançlı ve kararlı çabalarla ve hiç şüphesiz bizlerin fedakârlık ve katkılarıyla kurulacak. Bu büyük ve tarihi yolculukta sa’yiniz meşkûr, emeğiniz kutlu ve cihadınız mübarek olsun. Selâm ve saygılarımızla.