Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen, meslek mensuplarının yarıdan fazlasının ilgi göstermediği İSMMMO seçimleri,eğrisiyle doğrusuyla, acısıyla tatlısıyla sona ererken elde edilen seçim sonuçları seçime katılan hiçbir grubu tatmin etmişe benzemiyor.

Önceki yıllarda sadece iki grubun yarıştığı seçimlerde bu yıl ilk kez iddialı bir şekilde yer alan ve elde edeceği sonuç merakla beklenen Bağımsız Mali Müşavirler Grubunun aldığı % 17 oy oranı, yönetim ve disiplin kurulunda birer üye ile temsil etme hakkı kazandırırken diğer grupların geçen yıllara göre aldıkları oy oranlarının önemli ölçüde kayıp vermesi özellikle yönetim kurulunda çoğunluğu ele geçiren ÇDMB grubunun seçim galibiyetlerine gölge düşürdü.

ÇDMB grubunu kısmen üzen bu sonuca rağmen, yirmi altı yıl oda başkanlığı yapan Sayın Yahya Arıkan’ın Onursal Başkan seçilmesi taraftarları için büyük teselli kaynağı oldu. Salonda bulunmayan meslek mensuplarının tanık olmadığı genel kurulumuzda, gündemde yer almamasına rağmen yüzelli duyarlı meslek mensubunun verdiği önerge ile gündeme alınan Sayın Arıkan’ın Onursal Başkanlığı, salonda bulunan tüm katılımcıların yoğun tezahürat ve coşkulu alkışları ile oy birliği ile kabul edildi. Ne oldu! İnanmadınız mı? Haklısınız, yukarıda yazdığım cümleler doğru değil. Ben kendi duygularımı ifade etmiş olmalıyım.

Genellikle sivil toplum örgütlerinde uzun yıllar hizmet etmiş ve gönüllerde yer almış liderler, tüm meslek mensuplarının ortak kararı ile onursal başkan seçilerek vermiş oldukları üstün hizmetleri taçlandırılır. Onursal başkanlığı haketmiş liderler genellikle aday olmadıkları seçimlerde alenen taraf olmazlar ve tüm gruplara eşit mesafede durarak adil bir seçim süreci yaşanmasına katkı sunarlar. Oysa Sayın Arıkan seçimlerde mensup olduğu grubun yanında saf tutarak sonucu tartışmaya açık oylama sonucu oy çokluğu ile onursal başkan seçilmiştir. Düşünebiliyor musunuz? Eğer tartışmaya açık olmayan bir oylama yapılsaydı ve Sayın Arıkan Onursal Başkan seçilemeseydi onursuz mu olacaktı?

Sayın Arıkan seçimde kendi adına mutlu bir son yaşamasına rağmen, seçim sonrası taraftarları ile bu kazanmanın coşkusunu yaşamak yerine şahsıma “sen hala yazmaya devam” et şeklinde laf çakarak kendince kontrol altına aldığı kinini dışa vurmaktan çekinmemiştir. Yarım asırdan bir hayli fazla olan bu yaşımda aldığım aile terbiyesi ile eski başkanımın bu sözünü emir kabul ediyorum. Ne de olsa artık yasal (!) onursal başkanımız, gönüllerimizde yer almasa da…