MENÜ ☰
ARTDUŞ
Kasım 2024
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  
İstanbul 34 Gazetesi » Genel, İlçeler, Kartal, Manşet, Şile, Toplum » CHP Kartalda Basın Açıklaması
CHP Kartalda Basın Açıklaması

Kartal E-5 Cevizli Köprüsü yanındaki 
7 Şubat 2016Kar tarihi, siyaseti ve kurumları zorbaca, Deli Dumrul anlayışıyla yöneten despotların, eşkıyalığa varan bir icraatının uriş Yapı’ya ait inşaatın yapımı sırasında Kartal Belediyesi’ne bırakılan ve “yeşil alan” olarak belirlenen alana geçtiğimiz hafta Pazar günü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri kanunsuz ve zorbaca bir baskın gerçekleştirmiştir. Olayın öncesinde söz konusu alana İSPARK tabelası koyan Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Kartal Belediyesi’nin durumu öğrendikten sonra olaya müdahale edip alanda tedbir alması neticesinde, Pazar günü üç yüz kişilik bir zabıta ekibiyle buraya gelerek Kartal Belediyesi zabıta ekiplerine düşmanca saldırmışlardır.

 
Özellikle vurgulamak isteriz ki, söz konusu alan Kartal Belediyesi’nin yetki ve sorumluluk alanındadır ve Kartal Belediyesi’ne bırakılmıştır. Büyükşehir Belediyesi’nin bu alan üzerinde hiçbir tasarruf hakkı yoktur. Bu konuda herhangi bir mevzuata dayalı hakları da bulunmamaktadır. Buna rağmen buraya İSPARK tabelasının konuşlandırılarak alanı zapt etmeye çalışmaları birinci kanunsuzlukları, bu eşkıyalığa izin vermeyen Kartal Belediyesi zabıta ekiplerine saldırmaları da ikinci ve daha büyük kanunsuzluklarıdır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, İSPARK İstanbul ve İstanbul halkı için artık ciddi bir tehdit ve sorun haline gelmiştir. Her sokak başını, her bulduğu boş alanı ele geçirip buralardan rant devşiren bir arazi mafyası gibi hareket eder olmuş, kendisine yakıştırılan “Resmi değnekçi” sözünü fazlasıyla haklı çıkarır bir konuma gelmiştir.

 
İlçe belediyelerinin yetki ve sorumluluk alanlarına giren yerleri bile hiçbir yasa ve yönetmelik tanımadan ücretli otopark alanları haline getiren İSPARK, işi daha da ileri bir noktaya götürmüş, özel toplu taşıma araçlarının yani dolmuşların durak yerlerini bile kendi ücretli park alanları haline getirmeye başlamıştır. Metro duraklarının mücavir alanları, ücretsiz park alanları olarak kullanılmak üzere kamuya açık olduğu başlangıçta Büyükşehir Belediyesi tarafından söylenmesine rağmen, artık metro duraklarının boş alanları da İSPARK tarafından işletilir hale getirilmiştir. Hatta bütün bunlardan daha da vahim olanı, apartmanların, müstakil evlerin, dükkanların önleri dahi İSPARK tarafından çevrilmeye başlanmıştır. Vatandaşlar, kendi dükkanlarının, kendi evlerinin önlerine kendi araçlarını park edemez duruma gelmiştir. Bu trajikomik olaylar silsilesi hayal ürünü bir durum değil, bizzat resmi değnekçi İSPARK’ın zorbaca uygulamalarıdır.

 
İSPARK elbette ki bu cüretkarlığı kendi başına aldığı kararlarla gösteriyor değildir. Zira bu başıbozuk işleyişin hiçbir yasal dayanağı yoktur. Hiçbir yasa ve yönetmelik, İSPARK’a böyle bir yetki vermemektedir. İSPARK bu cüretkarlığı tabiki Büyükşehir Belediyesi’nden almaktadır. Zira, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan İSPARK, İstanbul sokaklarını arazi mafyası anlayışıyla kuşatırken, bu gücünü iştiraki olduğu Büyükşehir Belediyesi eliyle yapmakta ve yürütmektedir. Son yaşadığımız olayda da Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerinin 300 kişilik bir grupla hiçbir kamusal ahlaka ve devlet terbiyesine sığmayan saldırıları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İSPARK eliyle ilçe belediyelerinin alanlarına yerleşme ve buraları kendi rant alanı haline getirme projesinde kendi zabıta ekiplerini nasıl da tehdit aracı olarak kullandığını apaçık göstermektedir.
7 Şubat Pazar günü yaşanan olayda Kartal Belediyesi Zabıta Müdürü Atilla İLGÜN, Kuriş Yapı tarafından Kartal Belediyesi’ne terk edilen alana giderek Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerine buranın Kartal Belediyesi’nin sorumluluk alanında olduğunu ve yeşil alan olarak ayrıldığını, İSPARK tarafından ücretli otopark yapılmasının yasal bir dayanağının bulunmadığını ifade etmesine rağmen, Büyükşehir Belediyesi’nin kalabalık zabıta ordusu tarafından dinlenmemiş, neredeyse fiziksel şiddet boyutuna varan saldırılarına maruz kalmıştır. Duruma müdahale eden Belediye Başkan Danışmanı, Büyükşehir Belediyesi Zabıta Amiri Zeki Karakelle’ye, yaptıklarının kanunsuz bir eylem olduğunu ve bu davranışlarının insani olmadığını söylemesine rağmen benzer bir muameleye maruz kalmış ve kanun tanımaz bir eşkıyalıkla karşı karşıya bırakılmışlardır.
Kartal Belediyesi yaşanan olayda kamu ahlakı ve devlet terbiyesi içerisinde hareket etmiş, kendi sınırları içerisinde uğradığı bu haksızlığı ve despotizmi bastıracak, buna engel olabilecek her türlü kadro ve ekipmana sahip olmasına rağmen Büyükşehir Belediyesi zabıtasının seviyesine düşmemiş, tahriklerine kapılmamış ve hukuk sınırları içerisinde kalarak dik duruşunu muhafaza etmeyi bilmiştir. Kartal Belediyesi’nin, muhatabı Büyükşehir Belediyesi zabıtasının tahrik, saldırı ve “ben yaptım oldu” dayatmalarına karşı hukuk sınırları içerisindeki dik duruşu neticesinde, olay yatışmış ve Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri alanı terk etmek zorunda kalmıştır. Bu olay bir kez daha bizleri haklı çıkarmakta, İSPARK’ın artık çığrından çıktığını, 18. Yüzyılın Yeniçeri Ocağı gibi İstanbul sokaklarını elindeki kamu gücünü kullanarak adeta haraca bağladığını, halkın evlerinin, iş yerlerinin önlerine kadar yerleştiğini, bu duruma karşı çıkabilecek her kurum ve kişiyi elindeki Büyükşehir Belediyesi zabıta gücüyle sindirme yoluna gittiğini açıkça göstermektedir. İstanbul sokaklarında fütursuzca resmi değnekçilik yapan İSPARK, arkasındaki iktidar gücüne güvenerek her türlü kanunsuzluğa başvurabilmekte, pervasızca hareket etmektedir.
Bütün bunlar olurken, İSPARK’ın Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri eliyle zorbalık yapmasına –yaptıkları olayın hukuka aykırı olduğunu çok iyi bilmelerine rağmen- hiçbir ses çıkarmayan AKP Kartal İlçe Başkanlığı, Sayın Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunarak, ucuz ve popülist bir siyasi şov peşinde koşmaktadır. Birincisi, ülkenin Ana Muhalefet Partisi’nin Genel Başkanı ile ülkenin Cumhurbaşkanı arasındaki hukuksal bir mevzunun muhatabı, bir başka siyasi partinin ilçe başkanının ilgileneceği bir durum değildir. Zira, cumhurbaşkanı, AKP’nin genel başkanı veya parti üyesi değildir. Sayın Genel Başkanımız, AKP genel başkanı ve Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU için dava dilekçesine konu olan sözleri söylemiş olsaydı, AKP yetkililerinin müdahil olma çabası anlaşılabilirdi. Fakat Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamı, AKP’nin bir organı değildir. Dolayısıyla en basit bir hukuk tarifiyle, bir davaya müdahil olunabilmesi için taraf ehliyetine sahip olmak gerekir. AKP’yle yasal olarak bir bağı kalmamış ve Anayasal tarafsızlıkla sınırlandırılmış bir Cumhurbaşkanı ile bir siyasi partinin genel başkanı arasında yaşanan bir mevzuda hukuken taraf olanlar cumhurbaşkanının kendisi ile o siyasi partinin genel başkanıdır. AKP Kartal İlçe Başkanlığı, kendisiyle hiçbir resmi bağı kalmamış olan Cumhurbaşkanı’nı kendi partilisi gibi görüp kendisinin söz konusu davada taraf ehliyetine sahipmiş veya hukuki bir zarara uğramış gibi davranması hem hukuki dayanaktan yoksundur hem de Partimizin Cumhurbaşkanı’nın bütün kesimlere eşit yaklaşmadığı, sadece iktidar partisinin tarafı gibi hareket ettiği yönündeki savlarımızı ve eleştirilerimizi haklı çıkarmaktadır.
Olayın ikinci boyutu ise, AKP Kartal İlçe Başkanı Muhammed Mehdi AKMAN’ın, Genel Başkanımız hakkında dava açılması yönünde cumhuriyet savcılığına yaptığı başvurunun yetkisizlik kararıyla reddedileceğini bildikleri halde sırf siyasi bir şov yapmak amacıyla böyle bir dava yoluna gitmelerinin tuhaflığı ve popülistliğidir. Zira bu konuda açılmış bir dava hali hazırda zaten vardır ve yargı süreci devam etmektedir. Ayrıca, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku açısından bu davada yetkili organ değildir. Zaten bu gerekçeyle de Başsavcılık, yetkisizlik kararı vererek başvuruyu reddetmiştir. AKP ilçe yönetiminin, başvurularının Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetki alanına girmediğini bilmiyor oluşu, siyaseten büyük bir cehalet örneğidir. Kaldı ki bu hukuki durumu biliyorlarsa bir yerlere yaranma güdüsüyle hareket ettikleri ortadadır.
Cumhurbaşkanlığı makamı; herkesin, her kesimin makamı olmalıdır. Her siyasi düşünceye, her dine, her mezhebe, her felsefi görüşe, her yurttaşa eşit ve aynı mesafede durmalı, “devletin ve milletin başı” unvanının hakkını vermelidir. Bizim Ana Muhalefet Partisi olarak talebimiz sadece budur. Cumhurbaşkanı’nın da üzerine tarafsızlık yemini ettiği Anayasa’nın 101, 102, 103, 104, 105 ve 106. Maddeleri bu gerçeği hükmeder. Kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 299. Maddesini dayanak göstererek herkesi dava yoluna giden Sayın Cumhurbaşkanı’nın, normlar hiyerarşisinde kanunların da üzerinde bulunan Anayasa’nın açık ve bağlayıcı hükümlerini tanımaması tarihin ve kamuoyunun takdirinedir.
Sonuç olarak, Belediyemiz zabıta ekiplerine ve Zabıta Müdürümüz ile Belediye Başkan Danışmanımıza yapılan barbarca saldırı dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ve zabıta ekiplerini; İstanbul sokaklarında değnekçilik yaparak şehri parsel parsel kuşatan İSPARK yetkilillerini şiddetle kınıyor, bu ve benzeri hukuk tanımaz faaliyetlerin üzerine daha kararlı ve daha etkin bir biçimde gideceğimizi Kartal ve bütün İstanbul halkının bilgilerine ve takdirlerine sunuyoruz.
Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün geçerli olacağı bir ülkeyi birlikte inşa edeceğimiz günler yakındır.
Saygılarımla.
Erdal KISKANÇ
CHP Kartal İlçe Başkanı

📆 10 Şubat 2016 Çarşamba 12:11   ·   💬 0 yorum   ·  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İSTANBUL'DA HAVA

İSTANBUL

YAŞAMIN İÇİNDEN

RÖPORTAJLAR

YAZARLAR

ANKET

Yeni tasarımı beğendiniz mi?

Sonuçlar

Yükleniyor ... Yükleniyor ...

PİYASALAR