Hepimiz sahnenin ortasında kendi kahramanımız olarak yeni role başlarız ve zamanla kenara itilir kalırız. Zaman geçer, kahramanımız yenilir, hikaye değişir, tepetaklak olur ve biz bir kenarda artık neden bize rol verilmediğini merak ederiz.. Hatta neden rol istemediğimizi.. Herkes bunu yaşar ve bir şarkının tatlı kaşığıyla verildiği anki duyguyla kalpten kalbe bir yol açılır. O zaman daha az dışlanmış hissederiz kendimizi. İşte herkes gibi bu olup biten lanet olası şeylerin, yaşamın olağan adımlarıdır der dururuz. Ve, bu zincirin parçası olduğumuzu kabulleniriz. Anlarız ki herkes yenili yordur..
Aynalar artık dev aynası gibi gelmez ve baktığımızda hüznümüzüde görürüz ve kibirler paketlenmiştir artık. Koltuklar kabarmaz ve ayaklarımız yere basar…. Korkarız rüzgarında uğultusundan ve anlarız ki kimse ”İLAH” değil ve Anlarız ki herkes yeniliyordur..
MAĞRURLANAN KRALLAR VARDI ARTIK YOKLAR ,ONLAR YOK AMA HALA UZUN YOLLAR. NERDE KARUNLAR FRAVUNLAR NE TAHT BAKİ NE SARAYLAR
Saygılarımla
Nuray Yılmaz
Bir yanıt yazın