Türkiye’de, Merkezî Adlî Sicil Bilgi Bankasında yaklaşık 7 milyon kişiye ait 18.9 milyon canlı kayıt olduğuna dikkat çeken Araştırmacı Yazar Hukukçu Hüseyin Demir, ‘Yapılan araştırmalarda, adli sicil kanunun mevcut halinin neden olduğu olumsuzluklardan dolayı, eski hükümlülerin en temel ihtiyaçların başında gelen yiyecek, giyecek, gelir ile barınma gibi kaynaklara ulaşamadıklarını, sosyal destek yetersizliğinden dolayı hayal kırıklığı, umutsuzluk ve ruhsal çökkünlük yaşadıklarını bu nedenle yeniden suçlu davranışa yöneldiklerini ve cezaevinden tahliye olan hükümlülerin üçte ikisi yeniden suç işleyerek tekrar tutuklandığı ortaya koyduğunu belirterek önemli açıklama ve önerilerde bulundu’
Araştırmacı Yazar Hukukçu Hüseyin Demir, Hükümlülerin cezaevinden çıktıktan sonra, toplumsal yaşama uyum süreci, birçok sorunu da beraberinde getirmekte ve asıl ceza tahliye sonrasında varlığını hissettirmektedir. Türkiye’de çeşitli nedenlerden dolayı 7 milyonun üzerinde adli sicili bulunan kişi var ve bu kişiler cezaevinden çıktıktan sonra ilk işleri, geçimlerini sağlamak için iş arayışı olmaktadır. Adli sicili temiz, kalifiye, mesleği bulunan insanların iş bulamadığı bu ortamda, tüm iş başvurusunda istenilen adli sicil belgesi, yeni bir iş bulma umuduyla iş arayışında olan adli sicili bulunan kişilerin, iş bulmalarının önündeki en büyük engel olmaktadır.
Sabıkalı diye iş verilmeyen eski hükümlüler cezasını cektikten sonra genellikle ceza mahkumiyetlerinin büyük bir kısmı 15 yıl veya 30 yıl süresince arşiv kaydında kalmasının yarattığı umutsuzluk ve en temel ihtiyaçların başında gelen yiyecek, giyecek, gelir ve barınma gibi ihtiyaçları karşılayamaz duruma düşenler tekrar suça bulaşabilmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar, resmi veriler ve istatistikler, dikkate alınarak, sayıları 7 milyonun üzerinde olan adli sicili bulunan kişilere yeni bir hayat ve gelecek imkanı verme adına Adli Sicil Affı, Hukuk reformunun ilk önceliği olmalıdır ’dedi.
Adli Sicil Kanunu’nda, değişiklik yapılması gerektiğini vurgulayan Araştırmacı Yazar Hukukçu Hüseyin Demir, Mevcut adli sicil kanunu eski hükümlü istihdamı, topluma adaptasyonu, sosyal yaşama entegrasyonu zorlaştırdığı ve suç ortamına yönlendirmeyi engellemek yerine suça meyli artırdığı yapılan bilimsel araştırmalarda ortaya konmaktadır. Adli sicil kaydı silinme süreleri Türkiye’de genellikle ceza mahkumiyetlerinin büyük bir kısmı 15 yıl veya 30 yıl süresince arşiv kaydında kalmasının yarardan çok zarar vermesi ve yasaklanmış haklar noktasında yaşanan olumsuzluklar dikkate alınarak adli sicil kaydı silinme sürelerinin minimuma indirilmesi, iş başvurularında ve diğer kullanım durumlarında işin mahiyetine göre düzenlenmiş adli sicil kaydı belgesinin verilmesi gibi hayati öneme sahip değişiklikler, yeni hukuk reformunda dikkate alınarak değiştirilmesi geçmişte yaptıklarından pişman olan ve temiz bir hayat sürdürmek isteyen kişilerin toplum ile adaptasyonuna büyük katkı olacağı gibi suç oranlarının düşmesine katkı sunacaktır ’dedi .
Bir yanıt yazın