Türkiye Değişim Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Akgün, -BİZİM ÜRETİME VE MARKALAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR -KAPALI OLAN İŞ YERLERİ 1 MART’TA AÇILMALI
ESNAFLAR ÇOK ZOR DURUMDA, YASAKLAR ESNETİLMELİ, DÜKKANLAR 1 MART’TA AÇILMALI
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Akgün, esnafın çok zor durumda olduğunu söyledi. Başkan Akgün, aşılarla birlikte kısıtlamaların esnetilmesi gerektiğini ve 1 Mart tarihinde artık kapalı olan iş yerlerinin gerekli önlemler çerçevesinde açılması gerektiğine dikkat çekti.
Başkan Akgün, “Malum süreci biliyoruz. Dolayısı ile bir ekonomik dar boğazdayız diyebilirim. Biz esnaflarımız ile içli dışlı çok yakından görüşüyoruz. Kendilerini takip ediyoruz. Maalesef ki şuandaki korona sürecinde bu dar boğaz daha fazla arttı.
Ve şuanda esnafımız sıkıntıda. Çalışanlarımız sıkıntıda. Ekonomimizin bir an önce düzelmesi ve esnaflarımızın da bir an önce eski hayatına dönebilmesi için bu pandemi kısıtlamalarının esnetilmesi gerekiyor. Şuanda bu ekonomimizi ciddi anlamda etkiliyor. Şimdi sürece alıştık. Dolayısı İle aşılarda gelmeye başladı. Biz iktidara bir çağrı yaptık. Dedik Ki Artık Bu Sürenin Biraz Genişletilmesi Lazım. Bu Gün AVM’ lere HES kodu ile girebiliyoruz. O zaman restoranlara da girebiliriz demektir.
Dolayısı ile biz bugün iktidar olsak bir an önce esnafımızın soluklanması için, gene tabİiki önlemlerimizi elden bırakmadan şuanda nasıl HES kodu ile otellerde kalabiliyorsak, AVM’ lere girebiliyorsak bir an önce esnafımızın da normal hayata dönmesi için bütün yasakların kaldırılmasını talep ettik. Biz olsaydık da şuan da bu yasakları kaldırır esnafımızın bir an önce nefes almasını sağlardık” dedi.
HÜKÜMET FIRSATÇILIĞI TAM ANLAMIYLA ENGELLEYEMEDİ
Gıda fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar konusuna da değinen başkan Akgün, bu zor dönem içerisinde fırsatçıların da ortaya çıktığını söyledi. Hükümetin denetimlerinin yüzeysel kaldığına dikkat çeken başkan Akgün şöyle konuştu:
“Geçmiş dönemlerden hatırlarız karaborsacılar vardı. Bir fırsatçılık yapıp bir şekilde ürünleri karaborsaya çekerlerdi. Şimdi işin tabiiki rakamsal boyutu bu işin ticari ahlakı. Ancak buna hani şöyle bir değerlendirdiğimizde yurttaşlarımızın biraz daha vicdanlı olması gerekiyor.
Bu tarz krizleri fırsatçılığa çevirmemiz gerekiyor. Bir deprem oluyor bir şeye zam geliyor, bir sel felaketi oluyor başka bir şeye zam yapılıyor. Yani fırsatçılık ruhundan yurttaşlarımızın kurtulması gerekiyor. Şimdi ortada bir gerek var, böyle fırsatları maalesef ki kolay zenginleşme yolu olarak kullanıyorlar. Biz buna karşıyız.
Bu ürünlerin bir üretim maliyeti var. Tarladan markete gelene kadar süreçte tabiiki maliyetleri var. Bunların elbetteki farkındayız. Ama bu maliyetler değişmedi. Biz tarladan aldığımız domatesin maliyeti bu korona sürecinde değişmedi. Ama aradaki fırsatçılar maalesef ki bu raflara gelen ürünlerin fiyatları ile oynadılar.
Buna da sıkı bir denetim alınmadı. Maalesef bu hükümetin bu fırsatçılığı engellemesi gerekiyordu. Anacak sistemlerin yanlış yönetilmesinden dolayı biz bu korona sürecinde maalesef ki gıda fiyatlarındaki artışları ya da farklı ürünlerdeki fiyat artışlarının önüne geçemedik. Burada yurttaşlarımızın daha duyarlı olması gerekiyor. kara borsacılığa yönelmemesi gerekiyor. Hatta hükümetimizin dönem dönem ceza kestiğini biliyoruz, marketteki ürün fiyat farklılıklarından dolayı. Ancak bu biraz yüzeysel kaldı. “
BİZİM ÜRETİME VE MARKALAŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR
Türkiye nin markalarını arttırması gerektiğini söyleyen başkan Akgün, üretimin şart olduğunun altını çizdi. Akgün, “Konu dönüp dolaşıp üretime geliyor. Bizim ülkemizde maalesef ki belli başlı hani bir elin beş parmağını geçmeyecek şekilde markalarımız var.
Bir ülkenin markaları olursa bu ülkede üretim olursa, bu ülkede tarım olursa, burada dövizde yükselmez. Dolayısı ile bizim üretime ve markalaşmaya ihtiyacımız var. Bu süreç bize şunu gösterdi. Bizim üretime ve Türk mallarına daha fazla ihtiyacımız olduğunu gösterdi.
Yani yurt dışında daha fazla markalaşmaya ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Şimdi biz çiftçilerimizin daha uygun şartlarda kredi almasını ya da çiftçilerimize daha uygun şartlarda mazot, ya da işte kullanacakları tohumlarda daha uygun şartlarda imkanlar sağlanmasını talep ediyoruz hükümetten ve bunu da talep etmeye çalışacağız.
Bakın üretim şart. Biz ekonominin düzelmesini istiyorsak, Euro’nun yükselmesini istemiyorsak, altının yükselmesini istemiyorsak üretim yapmalıyız. Gıdadan elektroniğe kadar ya da bilime kadar, savunma sanayine kadar, oto sanayiye kadar bizim mutlaka üretimi artırmamız gerekiyor.
Biz istihdam yaratmalıyız. Fabrikalar açmalıyız. Eğer istihdam yaratırsak bizim ülkemiz ekonomide de bir numara olur. Ya da bu tarz krizlerde kolay kolay tökezlemeyiz ve dışa bağımlılığımızdan tamamen kurtulmuş oluruz” şeklinde konuştu
Bir yanıt yazın