İstanbul Bilgi Üniversitesi, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının usta kalemi Yaşar Kemal’e, fahri doktor unvanı verdi. Türkiye ve dünya edebiyatına sunduğu eşsiz katkıların yanı sıra insanlık davalarının da önde gelen savunucularından biri olan yazara unvanı, 12 Kasım’da “Yaşar Kemal Onur Günü” etkinlikleri kapsamında düzenlenen özel törenle takdim edildi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi, Türk edebiyatının vicdanının evrensel simgesi olan Yaşar Kemal adına düzenlediği “Yaşar Kemal Onur Günü” etkinlikleri kapsamında, usta yazara fahri doktor unvanı verdi.
12 Kasım Çarşamba günü, İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde düzenlenen tören Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur’un açılış konuşmasıyla başladı. Üniversitenin fahri doktor unvanı verme gerekçesini açıklayan Uğur konuşmasında, “Günümüz Türkiye’sinde şiddetli bir baskı hissediyoruz: Ya ‘o’ olacağız, ya ‘bu’. Ya ‘o’ndan yana olacağız ya da ‘bu’ndan. ‘Biz’den değilsek, demek ki mutlaka ‘öteki’lerdeniz. Bu cendereye mahkum olunmadığını en iyi kanıtlayanlardan birisi Yaşar Kemal. O yüzden bir kere daha değerli” sözleriyle yazarın önemine dikkat çekti ve “Yaşar Kemal geçmişimiz, bugünümüz ve özlemlerimizle, ‘biz’. Üstelik bizim –yani İnsanlığın- en duyarlı, en marifetli, en istidatlı halimiz” dedi.
Türkan Şoray, Ara Güler, Ali Kırca, Nebil Özgentürk, Altan Öymen’in de aralarında bulunduğu edebiyat, sanat, basın ve akademi dünyasından birçok ismin katıldığı törende fahri doktor unvanı Rektör Prof. Dr. Remzi Sanver tarafından takdim edildi. Edebiyat dünyasının dev çınarının bu unvanı kabul etmesinden dolayı teşekkürlerini sunan Sanver konuşmasında “Yaşar Kemal külliyatı, Türkiye’nin destanıdır. Bunu yapabilen çok az sayıda yazar ve şairle birlikte, Yaşar Kemal’e, geleceğe kalacak olan görüntümüzü, hikâyelerimizi, menkıbelerimizi de borçluyuz” dedi. Yazarın eserlerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan rektör Sanver “Yazdığıyla yetinmez Yaşar Kemal. Hayatıyla yetinenleri olduğu kadar, kendisine önerilenlerle yetinmeyerek mücadele edenleri kaleme alır. Yaşar Kemal’in çalışma ve üretme gücü, bütün bilim insanlarına hem içerik, hem de yöntem olarak ışık tutacak düzeydedir. Hep kullanılan bir deyim vardır, “edebiyatın bir çınarı” denir. Yaşar Kemal için de bu tanımlama kim bilir kaç kere yapıldı bilemiyorum, çınar ağacının görkemi, zamana direnci, gölgesi, sığınma hissi ve güven vermesi düşünülürse bu aslında çok da güzel bir benzetme” şeklinde konuştu.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin; “insanlığa, bilim, felsefe, düşünce, kültür ve sanat alanlarındaki eser veya çalışmaları ile eşine az rastlanır nitelikte katkıda bulunmuş, ülke ve dünya barışına yönelik istisnai çabaları olmuş, çalışmaları ile insan hakları ve demokrasinin yaygınlaşmasına öncülük etmiş kişilere”, Akademik Kurul kararı ile verdiği fahri doktor unvanı, Yaşar Kemal adına eşi Ayşe Semiha Baban’a takdim edildi.
Baban, Yaşar Kemal’in mesajını salona okudu. Kemal mesajında “İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne çok teşekkür ederim, bana büyük bir mutluluk yaşatıyorsunuz. Buraya bugünümü paylaşmaya gelen tüm dostlarım, hepiniz sağ olasınız” dedi. Yaşar Kemal’in sanatın gücüne ve sanatçının sorumluluğuna inancını hep yinelediğini belirten Ayşe Semiha Baban sözlerine usta yazarın mesajını okuyarak devam etti. Kemal’in mesajında şu sözler yer aldı: “Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. Şunu söylemek istiyorum ki ben ‘angaje’, bağımlı bir yazarım. Kendime ve söze ve insanın onuruna bağımlıyım. Bilinçli olarak ben aydınlığın türküsünü, iyiliğin, güzelliğin türküsünü söylemek istedim. Romanlarım yaşam gibi doğru söylesin, yaşamla birlik olsun istedim. Çünkü yaşam umutsuzluktan umut üretmektir. İnsan umutsuzluktan umut üreterek bugüne kadar gelmiştir.”
Törende, kadim dostu Yaşar Kemal için özel bir konuşma yapan yazar Doğan Hızlan, “Yaşar Kemal’i okursanız geleneksel edebiyat söyleminden nasıl modern bir roman kurgusuna ulaşılacağının bir yöntemini öğrenebilirsiniz” dedi. Kemal’in bütün kitaplarını okuduğunu belirten Hızlan “Yeniden okusam yeni tatlar, yeni ustalıklar keşfederim. Benim gibi, yapıtları kadar yaşamının önemli günlerine tanık olmuşsanız kişiliği ile yapıtları hakkındaki saptamalarınız birbirini tamamlar” yorumunu yaptı. Böyle bir günde konuşma yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Doğan Hızlan “Yaşar Kemal’le ilgili her konuşmamdan sonra yazarlık yaşamıma bir onur belgesi daha katmış olurum, edebiyata mensup olmanın mutluluğunu yaşarım” dedi. Hızlan, yazar Adalet Ağaoğlu’nun bugüne özel tebrik mesajını da konuklara iletti.
BİLGİ’de usta yazar Yaşar Kemal için sempozyum ve iki ayrı sergi
Yaşar Kemal Onur Günü, “Binbir Kültürün Elçisi Yaşar Kemal” başlıklı sempozyum ile başladı. Sempozyumda Türkiye’nin önde gelen bazı akademisyenleri, araştırmacıları, eleştirmenleri yazarın yapıtlarını antropoloji, tarih, doğa, bellek, ütopya, edebi türler, yapı, karakterlerin oluşumu gibi açılardan yorumladı.
Bugüne kadar roman, öykü, şiir, röportaj, deneme, derleme türlerinde kaleme aldığı elliye yakın eserle dünya edebiyatına eşsiz katkılarda bulunan yazar için düzenlenen “Yaşar Kemal Onur Günü” etkinlikleri iki farklı serginin açılışına da ev sahipliği yaptı. Sanatçı Güneş Karabuda’nın fotoğraflarından oluşan “Al Gözüm Seyreyle” adlı fotoğraf sergisi ile Yaşar Kemal’in kitaplarının ilk basımlarıyla birlikte farklı dillere çevrilen ve yazar hakkında yazılanlardan oluşan kitap sergileri de İstanbul Bilgi Üniversitesi Çağdaş Sanat Müzesi’nde açıldı.
Bir yanıt yazın