MENÜ ☰
Mayıs 2024
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
Realty House Gayrimenkul
İstanbul 34 Gazetesi » Genel, Manşet, Toplum » ”Meclise Sanatçı Aday Adayı”
”Meclise Sanatçı Aday Adayı”

Erken seçim tarihinin açıklanmasının ardından Milletvekilliği Aday Adayları netleşmeye başladı.. Cumhuriyet Halk Partisi Milletvelikli Aday Adaylığını yazılı bir açıklamayla duyuran  şair ,ressam  ve sanatçı Haydar Akdağ  açıklamalarındaki projeleri ile dikkat çekmeyi başardı.

Akdağ’ın Projeleri ve Açıklamaları şöyle;

Türkiye Büyük Millet Meclisi

27. Dönem Milletvekili Aday Adaylığı sürecime ilişkin niyet mektubumdur;
24 Haziran 2018 seçimlerinde aktif rol almaktaki temel idealim, sanatçı kimliğim ile
toplumsal meseleler üzerine düşünce üretirken yaşadığım bireysel monologların ve bununla
birlikte; akademik/sosyal/sanat&kültür çevrelerinde/yerelde yaptığım diyalogların beni 
getirdiği manevi noktada aday adayı olma kararını aldım.
İnsanlarımızı sarıp sarmalayacak bir dili yaşatmak; dört/4 pencereden gelen rüzgarı bir ortak
nefese çevirmek suretiyle sosyolojik ve iktisadi çözümlerde evrensel değerlerin hakim
kılınmasını sağlamak temel ve manevi gücümdür.
Aşağıda ifade edeceğim konular ve benzerleri üzerine kişisel hassasiyetlerim ve umutlarımla
katkı vermek üzere; İstanbul 1.Bölge’den aday adaylığı sürecine başlıyorum. Hedeflerimi ve
heyecanlarımı sanatçı/akademisyen ruhumla ifade etmek, içinde bulunduğumuz sosyo/politik
kırılgan süreçte çözüm önerilerimin bir bölümünü paylaşmaktan kıvanç duyarım. Aile
bağlarımın temeli ve ideolojik hedeflerimi gerçekleştirebileceğim üyesi olmaktan gurur
duyduğum ‘Kurucu ve Kapsayıcı güç’ olan Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Adaylık sürecimin aşağıda bahsedeceğim temel fikirlerim ve devamında yer alacak kısa
özgeçmişim ekseninde değerlendirilmesini bilgi ve olurunuza arz ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi,
Değerli Yönetimine;
24 Haziran 2018 Seçimleri Türkiye’miz için tam anlamıyla “Kurtuluş ve Kuruluş” süreci
açısından dönüm noktası olacaktır. Siyasal iktidarın mevcut durumunu tarif etmek gerekirse;
iktidardan dikta ’diktatörlüğe dönüşmüştür. İstikrar dedikleri ise kişisel ikballerinden başka
bir şey değildir.
Sanatın iyileştirici gücü aklını insanlık tarihinden alır. insan salt olarak; cinsiyetsiz, dilsiz ve
ırksızdır. Tanımlı kimlikler ve kimliklerin bir biri üzerinde kurduğu baskıya zemin hazırlayan
sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin temelinde elbette eğitimdeki yetersizlik gelmektedir.
Yalnız eğitim sorununu çözmekle de çözümlenmesi zaman alacak toplumsal baskı
pratiklerinin iktidarların tekeline geçmesi ise ülkede kutuplaşmanın şiddetini arttırmıştır.
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” iradesini ortaya koyan kurucu lider Mustafa Kemal
Atatürk ve kurucu irade; milletin egemenlik haklarını kanunlar aracılığı ile devlet organları
eliyle kullanmaktaydı. Oysa bugün 16 Nisan referandumu ile Anayasanın tarif ettiği yaşam
pratikleri ve güvencelerini birer birer ortadan kaldıran iktidarın ortaya koyduğu baskının

İnancım, savunduğum ve bakış açımı ifade edeceğim Devlet tanımım şöyledir; 

“ Devlet baskı erki değildir. Tam tersi, bireyin üzerinde oluşan kaygıları ve baskıları
ortadan kaldırmak suretiyle; ekonomik ve sosyal tedbirleri alan; yaşam hakkı odaklı
yapıdır”. Ana hedefinde ‘insan ve yaşam’ olmayan pratikler insanlık tarihine kalıcı eser ve
miras bırakamaz!

Türkiye’nin gençleri, yani bizler için daralan sosyal ve ekonomik alan temel bazı siyasi
kararlarla nefes alabilir hale gelebilir, bu iradeyi ortaya koyacak güç hiç kuşkusuz partimiz
CHP’dir.

Temel konu işsizlik ve Kültür Politikalarına bağlı sosyal sorunlardır. Yetenekli ve nitelikli bir
genç nüfuzu olan ülkemizin bu potansiyeli iyi değerlendirilmemektedir. Türkiye’nin yetişmiş
iş gücü artan ithalat ve yerel sermayenin üretmek yerine tüketim endeksine kayan ticari
tercihi, bu durumu daha da derinleştirmiştir. İşverenin iktisadi stratejisinde önceliği kurumsal
tasarruflar olmasını anlaşılabilir.

 

Ancak tüzel kişiliklerin ortak bir dil ve ülküyle yaşadığımız 
sorunların üzerinden gelmek adına maliyetleri aşağı çekmek için siyasi kurumlara ilettiği
talepler dikkate almak suretiyle ortak kalkınma politikaları ile Devlet ve Özel iş gücünün
dayanışma içinde, emekten yana ve çağdaş değerlerle organize edilmelidir.

Sanatçının gözünde toplumsal meselelerin çözümü yalnız sosyal bilimler pratiği; düşünce ve
felsefe ekseninde sınırlı değildir. İktisadi pratikler, kalkınma modelleri, üretim süreçleri
önerebilir, çünkü özünde sanatçı yaratım sürecini her gün deneyimlemektedir.

Yaratıcı sektörlerde emek veren ve yaşam inşa eden bizlerin katkılarına bakıldığında, yaratım
süreci beraberinde üretimi; iktisadi ve kalkınma projelerini getirecektir. Bu gençler ve sosyal
hayatın dinamiği sokaklar tarafından büyük ölçüde heyecan ile karşılaşacak ve değer katacak
yenilikleri kapsayacaktır. Bu katkıları, Partimize ve Milletimize projelerimizle
gerçekleştireceğiz.

Yaratıcı sektörler; Tasarım (Tekstil/Mücevher/Endüstriyel), sinema ve
tiyatro, gastronomi, edebiyat ve diğer kültür üretim alanları olarak açılabilir. Bu alanlarda
atılacak her olumlu adım, dünya toplumlarıyla iletişimimizi sağlamlaştıracak pozitif bir
iletişim fırsatı olacaktır. Sanatın gücü, diplomasiden daha etkin milletlerarası iletişim inşa
edebilir.

Örneğin;
Gençler için inşa edeceğimiz yeni bir televizyon kanalında kısa filmlerini 1 dakika-2 dk-3dk
ve katları kapsamında sinema kuşakları ile 365 gün dinamik akışı sağlayan, sinema ve
belgesel dünyasının kültür birikimini zenginleştirecektir. Bu yolla yurttaşlarımız, kuşaklar
arası görme biçimlerini bizzat gençlerin üretimlerinden dinleyecek/izleyecektir. Toplumsal
iletişim açısından kuşaklararası bir diyalog kanalı yaratacak; bu vesileyle yalnız gençlerin
günümüzü nasıl okuduğu ve geleceğe bakışlarını öğrenmekle kalmayacak Türkiye görsel
sanatlarının küresel rakipleri ile aynı iletişim araçları üzerinden iletişimi sağlanacaktır.
Plastik sanatlar ve multidisipliner duruşlar ile inşa edilecek kültürel bağlar uluslararası alanda
Türkiye’nin evrensel ve hümanist gençliğini batıdan doğuya, kuzeyden güneye bütün dünya

 

Bilinen ve en yalın adıyla sanatçı değişim programları bir çok sosyal konuda olumlu gelişimi
sağladığı kadar, Uluslararası ilişkilerde özellikle Avrupa Birliği ile ilgili hedeflerde olumlu
görüşlerin gelişmesine katkı verecektir. Aynı zamanda Ortadoğu’da yaşanan siyasi krizler
bittikten hemen sonra yine aynı yolla inşa edilecek kültür sanat politikaları ile sınır
komşularımızla ortak edebiyat, müzik ve eserlerle soğuk esen rüzgarları insani duygularla
ısıtacağız. Bağlarımızı daha da güçlendireceğiz.
Bununla birlikte yaratıcı sektörlerden gastronomiden bahsetmeliyim. Ülkemiz mutfağının
zenginliğini Güzel Sanatlar ve Mutfak Sanatları alanlarında okuyan gençlerimiz, sunum ve
seçkileri ile dünyanın bütün merkez şehirlerinde ülkemizi temsil edecek mutfaklar açmasının
desteklenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Böylelikle soframız dünyanın bütün merkezlerinde
açılacak, karşılıklı kültür alışverişi hızlanacaktır. Yalnız bu kültürel bir kaynaşmayı
hedeflemekle sınırlı mıdır? Hayır! Ülkemizin zengin mutfağını sunarken kullanılacak
malzeme Anadolu üreticisinin ürünlerinin olması sağlanacak, yine dünyanın bütün
merkezlerinde açılan bu restoranlar aynı zamanda Anadolu’nun seçkin ve yerel ürünlerini
dünya pazarına bir marka değer olarak çıkacağı imkânlar ağını yaratacaktır.
Ne gereklidir?
“Köy Kalkınma Ajansları,, Projesi (!/?)
Nedir Köy Kalkınma Ajansları; Köylünün özel peynirinden, kuru baklasına, balından yağına,
dağlarımızdaki endemik bitki türlerinin sofralara gelmesine, yerel değerlerini birer birer
dünya markası olması için kurulacak Köy Kalkınma Ajansları; İşletme mezunu, Grafik
Tasarım, Pazarlama ve Marka yönetimi, Gıda mühendisi ve diğer mühendislik alanlarında
değerli ekipler kurmak suretiyle; istihdam ve kalkınma hızla atağa kalkacak; genç işsizlik
büyük oranda bu alanlar için düşecektir. Bir yerel değerin uluslararası alanda tüketilmesinin
stratejisini sağlamak bu kurulacak Köy Kalkınma Ajanslarının gururu olacaktır, o gururda
Milletimizin ve Partimizin hafızasında yer kazanacaktır.
“Hayvan Hastahaneleri,, Projesi;
Anadolu’nun bütün kesimlerinde yaygınlaşmasının bir başka zorunlu projesi de Hayvan
Hastahaneleridir. Bu yolla bugüne kadar sayısız mezun vermiş ve genç işsizler arasında yer
alan Veterinerlik Fakültesi mezunu gençler süratle iş sahibi olacaktır. Bu modelin amacı
yalnız önleyici sağlık hizmeti değildir. Yaşam alanını paylaştığımız ve insanlığın bütün
gelişimine rağmen doğanın parçası olduğunu inkar edemeyeceğimiz gerçeğine inançla
projelendirilir. Dünya görüşümüzle son zamanlarda ters düşen hayvan hakları ihlalleri ve ilgili
birçok konuda sorunları bu proje ile en aza indirgemeyi hedeflemekteyim. Buna Ek Hayvan
hakları ihlallerinin ağır cezai işlemlere maruz kalması için yasal çalışmalara katkı vermek
yaşamsal bir görevdir. Hayvan Hastahaneleri’nin görevlerinden bir diğeri de Anadolu’da
bugün yaşanan gıda sektörünün temel konularından olan hayvancılık kırmızı/beyaz et
üzerindeki dışa bağımlılık yok etmeyi hedeflemektedir. Doğru bir kalkınma ve üretim

planlamasını, sağlıklı bir şekilde inşa etmek asli görevdir. Ve ek; Bireylerin hayatına eşlik
eden evcil hayvanlara da bakımı en kolay hale getiren, sosyal yaşamı pozitif paylaşımlara
döndürmeyi amaçlar.

“Tekstil Bakanlığı,, Kurulması Projesi;

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan tekstil gün geçtikçe üretim gücünü kaybetti.
Bunun temel nedenlerinde marka yönetimi gelse de bilinen belirgin faktör uzak doğunun ucuz
iş gücüdür. Fakat gözden kaçırılan bu sektörün, kalkınma hamlelerinde en fazla kar getirecek
yatırım modellerinden biri olduğu gerçeğidir. Dünya modasını yaratabilecek, farklı kültürlere
yanıt verecek sosyal zenginlik bizim kendi içimizde deki gen havuzumuzda vardır. Estetik
anlayışları markalaştırıldığında en basit anlatımla 1 Türk Lirasına üretilen bir ürün yaratılacak
Marka değeri ve öykü ile 1000 TL’ye de satılabilir. Sanat ve Tasarımın yaratacağı iletişim,
kültürleri bir birine yakınlaştırmakla birlikte Sosyal ve İktisadi kalkınma açından başka bir
geleceği mümkün kılacaktır. Tekstil Bakanlığı’nın üzerine projeler geliştirmek bu alandaki
işgücünün parçası olan yurttaşların bugün ki işsizler arasında yoğunluğu göz önünde
bulundurulduğunda milletimiz için umut, bizim için başarı hikâyesi olacaktır.
“İnovasyon Enstitüleri; Mesleki Eğitim Kanunu,, Projesi;
Meslek odalarının belirlediği zaman dilimlerinde Lisans sonrası iş hayatına atılan
yurttaşlarımızın kendilerini mesleki becerileri, bilgi ve donanımında güncel tutmaları için
belirli periyodlarda Üniversite ve Meslek Odalarının ortak çalışması ile Kurulacak
Enstitülerde 1-3 ay arasında 3 ile 5 yılda bir eğitime çağrıldığı bir sistemdir. Burada çalışanın
eğitim süresince maaşı ve sgk ücretleri devlet tarafından karşılanır. İşverenin üzerinde bir
baskı oluşturacak mali yük hedeflenmemektedir. Amaç; Türkiye Cumhuriyetinin
Kalkınmasının sağlıklı bir bilgi ve dayanışma ağı üzerinde sürdürülebilir olarak ekonomiye
kazandırmaktır.
“Kampus Şehir,, ve “Parasız Eğitim,, Projesi;
Üniversitelerin yurt sorunlarına yalnız konaklama ihtiyaçları açısından değil çok yönlü
düşünmek gerekiyor. Temelde gençler yaşam deneyimini, birey olmayı en belirgin karar alıcı
kimliğini üniversitede kazanıyor. Üniversiteler ve öğrenciler için fiziksel alan ihtiyacı yurttan
ziyade konut mantığında kurgulanmasının sağlanması önermeyi hedeflemekteyim. Üniversite
eğitimi boyunca öğrenciye sağlanacak konut, öğrenim ve mezuniyete kadar bütün dönemleri
kapsayacak şekilde ücretsiz olmalıdır. Öğrenci mezuniyet sonrasında bir yıl daha ücretsiz
konaklama hakkına sahip olacak düzenlemeler sağlanmalıdır. Kampus Şehir, gençleri
kutuplaştırmayacak şekilde organize edilir. Her türlü ayrım ve sınıflandırmaya izin
vermeyecek çağdaş insanlık değerlerine göre düzenlenir. Sözde burs ve kredi mantığı ile
dağıtılan kredi kartları ile öğrencilerin geleceklerini borçlanarak yaşadığı eğitim düzenine son
verilerek en çağdaş çözümleri getirecek, Türkiye’nin geleceğine umut ekecek kaygısız bir
gençlik ruhunu inşa etmek için en yüksek çabayı göstereceğim. İkinci öğretimdeki harçla

planlamasını, sağlıklı bir şekilde inşa etmek asli görevdir. Ve ek; Bireylerin hayatına eşlik
eden evcil hayvanlara da bakımı en kolay hale getiren, sosyal yaşamı pozitif paylaşımlara
döndürmeyi amaçlar.
“Tekstil Bakanlığı,, Kurulması Projesi;
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olan tekstil gün geçtikçe üretim gücünü kaybetti.
Bunun temel nedenlerinde marka yönetimi gelse de bilinen belirgin faktör uzak doğunun ucuz
iş gücüdür. Fakat gözden kaçırılan bu sektörün, kalkınma hamlelerinde en fazla kar getirecek
yatırım modellerinden biri olduğu gerçeğidir. Dünya modasını yaratabilecek, farklı kültürlere
yanıt verecek sosyal zenginlik bizim kendi içimizde deki gen havuzumuzda vardır. Estetik
anlayışları markalaştırıldığında en basit anlatımla 1 Türk Lirasına üretilen bir ürün yaratılacak
Marka değeri ve öykü ile 1000 TL’ye de satılabilir. Sanat ve Tasarımın yaratacağı iletişim,
kültürleri bir birine yakınlaştırmakla birlikte Sosyal ve İktisadi kalkınma açından başka bir
geleceği mümkün kılacaktır. Tekstil Bakanlığı’nın üzerine projeler geliştirmek bu alandaki
işgücünün parçası olan yurttaşların bugün ki işsizler arasında yoğunluğu göz önünde
bulundurulduğunda milletimiz için umut, bizim için başarı hikâyesi olacaktır.
“İnovasyon Enstitüleri; Mesleki Eğitim Kanunu,, Projesi;
Meslek odalarının belirlediği zaman dilimlerinde Lisans sonrası iş hayatına atılan
yurttaşlarımızın kendilerini mesleki becerileri, bilgi ve donanımında güncel tutmaları için
belirli periyodlarda Üniversite ve Meslek Odalarının ortak çalışması ile Kurulacak
Enstitülerde 1-3 ay arasında 3 ile 5 yılda bir eğitime çağrıldığı bir sistemdir. Burada çalışanın
eğitim süresince maaşı ve sgk ücretleri devlet tarafından karşılanır. İşverenin üzerinde bir
baskı oluşturacak mali yük hedeflenmemektedir. Amaç; Türkiye Cumhuriyetinin
Kalkınmasının sağlıklı bir bilgi ve dayanışma ağı üzerinde sürdürülebilir olarak ekonomiye
kazandırmaktır.
“Kampus Şehir,, ve “Parasız Eğitim,, Projesi;
Üniversitelerin yurt sorunlarına yalnız konaklama ihtiyaçları açısından değil çok yönlü
düşünmek gerekiyor. Temelde gençler yaşam deneyimini, birey olmayı en belirgin karar alıcı
kimliğini üniversitede kazanıyor. Üniversiteler ve öğrenciler için fiziksel alan ihtiyacı yurttan
ziyade konut mantığında kurgulanmasının sağlanması önermeyi hedeflemekteyim. Üniversite
eğitimi boyunca öğrenciye sağlanacak konut, öğrenim ve mezuniyete kadar bütün dönemleri
kapsayacak şekilde ücretsiz olmalıdır. Öğrenci mezuniyet sonrasında bir yıl daha ücretsiz
konaklama hakkına sahip olacak düzenlemeler sağlanmalıdır. Kampus Şehir, gençleri
kutuplaştırmayacak şekilde organize edilir. Her türlü ayrım ve sınıflandırmaya izin
vermeyecek çağdaş insanlık değerlerine göre düzenlenir. Sözde burs ve kredi mantığı ile
dağıtılan kredi kartları ile öğrencilerin geleceklerini borçlanarak yaşadığı eğitim düzenine son
verilerek en çağdaş çözümleri getirecek, Türkiye’nin geleceğine umut ekecek kaygısız bir
gençlik ruhunu inşa etmek için en yüksek çabayı göstereceğim. İkinci öğretimdeki harçla

“Şehir Anneleri,, Projesi;

Cumhuriyet Halk Partimizin Aile Sigortasına ek olarak kadın iş gücünü organize eden,
Kampus Şehirlerde istihdam edilecek şekilde Devletin Hizmet aldığı;

Kadın
Kooperatiflerinin güçlendirildiği üst kurumdur. Devlet ülkenin farklı bölgelerindeki gelir
dağılımı ve eşitsizliği üzerinden yaşadığı sorunları çözmek için Şehir Anneleri’nden emek 
bedelleri ödenmek suretiyle destek alır. Kadının toplumsal sorunların çözümünde üretim
gücüyle çözüme ortak edileceği, sosyal düzenin sağlanması için projelerin geliştirilmesi için
Sivil Toplum Örgütleri ile dirsek temasının kamu yönetimin organik/doğal paydaşı haline
getirmek hedeflenir. Burada tutuklu ve çocuklu mahkumlara yaratılacak pozitif ayrımla,
hayata dahil edilecek; anne ve çocuk ülkemizin umutlarına emek katacaktır.
“Denizler; Balıkçılık,, Prejesi;
Balıkçılık sektöründe avlanma ile üretim yapan kişiler kayıt altına alınır. Avlanma dönemleri
son dönemlerde denizleri adeta kısırlaştırmıştır. Bunun önlenmesi için bir buçuk yıl av
yasağının getirildiği, Balıkçı ailelerinin mağdur edilmeyeceği bir tespit ile ailelere yıllık
kazançları ödenmek suretiyle avlanmadığı bir veya iki üreme dönemi sonrası, denizlerdeki
deniz canlılığı popülasyonun artması hedeflenir. Buna paralel olarak denizlerin, kıyıların
temizlenmesi için maksimum çabanın gösterilmesini sağlayacak etkinliği ifade etmeyi
hedefliyorum. Bu fikirlerin pratik karşılığının gerçekliğini ilgili üniversitelerin organize ettiği,
görüşlerini siyasi yasama faaliyetlerine taşıma sorumluluğu görüşündeyim.
“Açık Hava Müzesi,, ve “Çağdaş Sanat Müzeleri,, Turizm ve Tarih Projesi;
Türkiye tam bir arkeoloji ve uygarlık hazinesidir. Uygarlık tarihine ışık tutacak kazılar için
arkeolog, sanat tarihçileri ve antropologlar istihdam edilir. Dünyanın birçok merkezi sanat
etkinlikleri ile turizm cennetine dönüşmüştür. İstanbul’un ve diğer tüm illerimizin potansiyeli
sanatın yeni başkentleri olmasına engel hiçbir neden yoktur. Tam tersi, Türkiye’de sanatçıları
ve sanatseverleri etkileyecek sosyolojik bir çok tema çağdaş sanat pratikleri ile bir kültür ve
turizm etkinliği olarak kalkınma planlarımıza katkı verecek imkanlara sahiptir. Bu durum
insanlararası ilişkileri, ekonomiyi, üniversiteler ve yeni araştırmaları, kültür üretimi ve yeni

,

Saygılarımla
Haydar Akdağ

1986, İstanbul Kartal doğumludur, Ailenin tek çocuğudur. Sanatçı olarak ulusal ve
uluslararası birçok sergi ve fuarda yer almıştır. Kendisi; şair, ressam, sanatçı ve salt insan diye
tanımlıyor. Yazıları ve görüşleri birçok görsel ve yazılı alanlarda yayımlanmıştır.
Eğitim Bilgileri
Doktora : Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Bölümü Sanatta
Yeterlik 2014 Ocak %100 Bursla Başlamıştır.
Yüksek Lisans : Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Bölümü
2014 Ocak Bölüm Birinciliği Mezuniyet (4.00/4.00) %100 Başarı Burslu
Lisans : Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm
Birinciliği 2008 Mezuniyet (4.00/3.83) %100 Başarı Burslu
Lise : Disk Tekstil Meslek Lisesi Giyim Teknolojisi Bölüm İkinciliği 2002 Mezuniyet

İletişim Bilgileri:
05552592294
akdaghaydar@gmail.com
twitter.com/akdag_haydar
instagram.com/haydar_akdag

📆 02 Mayıs 2018 Çarşamba 22:01   ·   💬 0 yorum   ·  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

.

ANKET

İSTANBUL'DA HAVA

İSTANBUL

YAZARLAR

YAŞAMIN İÇİNDEN

RÖPORTAJLAR

PİYASALAR