MUSTAFA YALÇINKAYA KENDİNİ ANLATTI.
Öncelikle ben Türkiye’nin sizlere göre farklı bir coğrafyasından gelen kökenli bir insanım.
Antalyalıyım. Bizim memleketimiz itibari ile göç vermez yani Antalya’dan kimse gurbete çıkmaz. İstanbul’da dahi bizim pek hemşerimiz yoktur sadece işte bürokratlardan gelir, bazı iş adamları vardır. Ama öğrencilik dahil 30 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da yaşamaktayım. Serbest Avukatlık yapıyorum. Bu süreç içerisinde kendimize göre bir takım mesleki anlamda, sosyal anlamda tamamladığımızı düşünerek bu dönemde kartalda bu bölgede siyasi anlamda bir çalışma yapma gereğini kendimde hissettim. Bunun içinde yapılacak olan klasik işlemlerin dışında mesela kartal bölgesi bizim partimiz adına kazanılmış bir bölge. Mevcut bir başkanımız var. Bu mevcut başkanın biz yaptıklarını, yapacaklarını tartışmak üzere değil iyidir kötüdür veya yanlıştır bunları eleştirmek ne benim haddime ne de etik anlamda düzgün bir düşünce olmaz.
MEVCUT BAŞKANIN YAPTIKLARINI ELEŞTİRMEK DEĞİL BİZ DAHA İYİSİNİ YAPMAK ÜZERE YOLA ÇIKTIK.
O nedenle sohbetimizin bu bölümünde kesinlikle belediyenin yapmış olduğu çalışmaların yanlışlığını ya da doğruluğunu tartışmak amacıyla değil bundan sonraki yapabileceklerimizin ya da yapılabileceklerin ne olduğuna ilişkin bir sohbet olmasını istiyorum. Ve bu anlamda buraya toplandık. Önümüzde ki süreç içerisinde de bugüne kadar hiç yapılmayanları ya da yapılmak istenip de cesaret edilemeyenlerin taşın altına elimizi sokup bunları yüreklilikle ve kararlılıkla yapıldığı takdirde kartalın çok farklı bir kent havasına bürüneceğini, Kartalın büyük bir köy görüntüsünden büyük bir kent görüntüsüne bürünmesi gerektiğini ve Kartal’da yaşayan insanlarında Anadolu kırsalının yokluk ve yoksulluklar içerisinde hala oluşmaktan kurtulup modern kentlerin yaşaması gerektiği sosyal haklardan tutun yaşam şeklinden ve yaşam standardına kadar değişmesi gerektiğini düşünüyorum, bunlar içinde Kartal’da yapılması çok zor işler değil.
KARTAL’IN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ İŞSİZLİK.
Önünüze broşürler dağıttık çok kısa bir şekilde bunları anlatmaya çalıştık. Kartaldaki öncelikle en büyük hadise yokluk ve işsizlik ve bu tür şeylerin tamamen belli mahallelerine değil de Kartalın tamamına ilişkin buradaki üretim ilişkilerini yeniden düzenleyip bu gelir dağılımındaki düzensizlikleri en azından asgari seviyeye çekebildiğimiz takdir de başarılı bir süreç yaşayacağımıza inanıyorum. Bunun kıssası ve çok zor değil bugün aramızda pek çok arkadaşlarımızın bazıları Kartal Belediyesi’nin elinde 12 Eylül öncesi veya hemen sonrasında o dönemlerdeki politika yapan arkadaşlar bilirler, o dönemlerde Belediyecilik sosyal Belediyecilik anlamında Belediye iktisadi teşebbüsleri vardı ve Belediyeler bu iktisadi teşebbüsler aracılığı ile sosyal dengeleri, toplumdaki dengesizlikleri bir şekilde dengelemeye çalışırdı. Ancak 12 Eylül cuntasıyla birlikte Türkiye’de bu işlemler ve Belediyecilik yasasındaki yapılan bir takım değişikliklerden dolayı da bu süreçler askıya alınıp, bu otuz yıllık süre içerisinde de tamamen laik ama burada Kartal Belediyesinin elinde hala var olan üç tane şirketi var.
Aynı Belediye iktisadi teşebbüsü hak ve yetkilerine sahip, bu yetkilerin tamamı kullanılabilecek düzeyde eski duayen başkanlardan Mehmet Ali Büklü Kartal Belediyesine ve Kartallılara bugüne kadar bahşettiği şirket olarak da yaşatıldı. Farklı siyasi partiler iktidar dahi olsa bu şirketlerin yaşatılması bugüne kadar ulaştı. Bu da bir başarıdır ama bu şirketlerin varlığı işlevsel duruma getirilecektir. İstanbul’un başka hiçbir ilçesinde olmayan bu şirketleri iyi değerlendirip halk lehine ve emin ellerde rantabl edilebildiği takdirde Kartal’da büyük bir ölçüde işsizlik sorununa son verilecektir yani bu şu demektir Belediye aynen Cumhuriyet ilk kurulduğu yıllardaki gibi her türlü iktisadi teşebbüslerin bunun içerisinde unu, gıdasından tutun beyaz eşyasına veya aklınıza gelebilecek iletişim hizmetlerine kadar. Bu ilçemizde bu işlerin tamamının öncülüğünü yapıp, lider konumuna geçip üretici durumunda olacak ve bu süreç içerisinde de bu yapılanmanın tamamında Kartallılar olacak. Bu en üst derecede idaresinden, en alt derecedeki çalışanına kadar tamamen kartalda bu iş konuşlandırıldığı takdirde başlangıçta en az 4,5 bin kişi 2,3 yıllık süreç sonunda 10bin kişi gibi bu rakamlar da istihdam ve çalışan ve üreten insanlar yaşamış olacak ve bu üreten insanların olması asgari ücrette bir takım mahkûmiyetlere bağlı kalınmayacak hak ettiği seviyelerdeki ücretler ile insanlar hayatlarını ikame ettirip bir taraftan Kartalın gelişmesiyle birlikte, bir taraftan da ailelerin bireysel anlamda daha yüksek seviyede yaşam kaliteleri olacağını düşünüyoruz. Bunun yapılması için hiçbir şekilde ek katkılara, ek maliyetlere, ek paralara falan gerek duyulmamaktadır. Sadece zaten Belediye kamu tüzel kişiliğini kullanmak dahi bu işin istihdamına ve maddi temellerini çözmeye yeterlidir.
O bakımdan yola çıkıp yok efendim paramız bitti, paramız kaldı gibi bir zihniyet içerisinde olunmasını gerektirecek bir durum yoktur. Atıyorum Belediye’nin yıllık bütçesi 10 Lira ise bu tür şekilde 100 Liraya çıkartıldığı zaman hem üretim artacaktır hem de bu üretimdeki paydan Kartal’da yaşayan her Kartallıya bir şekilde ulaşılacaktır. Onun içinde Kartalda çok ciddi bir şekilde hazine arazilerinin ve 2B arazilerinin yani, 2B kanundaki deyimi ile orman kadastro kararının 2. Maddesinin B fıkrası demektir. Bütün bunları sizde biliyorsunuz ama kamuoyunda herkes tarafından, basında da 2B olarak istendiği için 2B olarak geçmekte. Şimdi bu bölgede bizim Kartal ve Anadolu bölgesinin tamamında bu tür arazilerin hak sahiplerinin yeniden tespiti konusunda 6. Aydan itibaren bir Yargıtay kararı ile kesinleşti. Bu dağıtım ve tespit tutanaklarının hak sahibi tutanaklarının daha doğrusu kimler olacağına ilişkin bu süreç içerisinde yeniden tespit yapılacak. Bu tespitlerin sonucunda da yeni malikler ve ya mağdur olanların mağduriyetinin önüne geçilebilecek bir süreç yaşanacaktır. Biz sırf Kartal’da değil bu süreç tüm Anadolu yakasının tamamında olacak. O nedenle bu dönem içerisinde de bizler gerek Belediye adına gerek de Kartallılar adına gerekirse bireysel gerekirse tüzel kişilik anlamında bu mücadelenin yeniden yapılandırılması Kartalda ki tüm hazine arazilerinin ya da kamu arazilerinin tamamını siyasi iktidar tarafından değil Kartal Belediyesi tarafından tasarrufunun yapılabilmesi ve bunun da yasal süreç içerisinde çok bir zorluğu ve sıkıntısı olmamaktadır. Bunların önüne geçebilmek tamamen korkmamak ve kararlı olmak ve mevzuatı bilen insanlar tarafından yapıldığı takdir de bunun başarılmaması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle makro dengelerde büyük düşünerek, büyük hayaller içerisinde olmadan realiteye ulaşmak Kartal’da zor olmayacaktır. Bunları düşünerek asgari anlamda bu olaya talip olduk, bu yetkinliği kendimizde görüyoruz ve bu anlattıklarımızın en az 3 ya da 5 katını yapacak kadar da birikimimiz olduğuna inanıyoruz.
YAPAMAYACAĞIMIZI TAAHÜT ETMİYORUZ.
Bu konudaki anlattıklarımız bir takım politikacıların anlattığı gibi bir zamanlar bilirsiniz her eve iki anahtar filan oldu bu ülkede cennetin anahtarları dağıtıldı. Bu tür bir zihniyet içerisinde hiçbir zaman olmadık. Ne buna dünya görüşümüz uygun ne de kişiliğimiz bu tür bir düşünce içerisinde politika yapmayı dışlar. Bu süreç içerisinde bugün tanışmak için toplandık. Bu anlattıklarım daha farklı konularla daha genele yayarak birebir sohbetler halinde sizler ile paylaşmayı dilerim. Sonuçta burada Kartal’da kazananın Kartal olmasını, kazananın Cumhuriyet Halk Partisi olmasını diliyorum. Bu seçimi daha doğru sizin yapacağınıza inanıyoruz. Bir takım ahbap çavuş ilişkileriyle feodal bağlar ile feodal ilişkileri ile ya da insanları çok ufak bir takım bağışlar ya da ekonomik olarak idarenin getirdiği olaylardan beslemek ile bir yere talip olmak ya da olanı başkanlığı ile devam ettirmek düşüncesi içerisinde değiliz. Önümüzde bazılarına göre çok kısa bize göre de oldukça uzun bir süreç var. Bu işlerin anlatımında inşallah bu süreç içerisinde bizler kendimizi ifade edebiliriz.
ADAY OLAMASAMDA ADAY OLMUŞ GİBİ ADAY OLAN ARKADAŞIMA SAHİP ÇIKACAĞIM.
Ayrıca sizin önünüzde taahhüt ediyorum ki Aday Adaylığımın bitiminde aday olmasam dahi aday olacak arkadaş ile kendim adaymışım gibi seçim sonuna kadar çalışacağım. Ben hukukçuyum, dava adamıyım. İnanmadığım davayı savunmam. Chp’ye ilke ve inkılaplarına, demokrasiye, laikliğe, insan haklarına, özgürlüklere inancım savunmamı haklı kılacaktır.
Bir yanıt yazın