MENÜ ☰
ARTDUŞ
Kasım 2024
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930  
İstanbul 34 Gazetesi » Genel, Manşet, Toplum » Tebessümü esirgemek en büyük çocuk hakkı ihlali!
Tebessümü esirgemek en büyük çocuk hakkı ihlali!

Tüm dünyada çocuklara daha iyi yaşam koşulları sağlanmasına dikkat çekmek amacıyla her yıl 20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak anılıyor. İhmal ve istismarın çocuk hakkı ihlallerinden en önemlileri arasında bulunduğuna dikkat çeken psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaşanan ihmal ve istismarın çocukta kurşun yarasına benzer yara oluşturduğunu belirterek ‘Çocuğu yok saymak, adam yerine koymamak, değer vermemek, tebessümü esirgemek duygusal ihmaldir ve çocuğun gelişen ruhunu yaralar.’ diye konuştu.

 

 

Dünya üzerinde birçok çocuk ya savaş ortasında ya da açlık sınırında yaşamını sürüyor. Bu koşulları ortadan kaldırmak ve onlara daha iyi bir yaşam sağlamak amacıyla hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi, 191 ülke tarafından kabul edildi. Türkiye’nin de 1990 yılında imzaladığı bu sözleşme toplam 54 maddeden oluşuyor. Taraf ülkeler bu sözleşmeyi hazırlarken çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi için mutluluk, sevgi ve anlayış havasının içindeki bir aile ortamında yetişmesinin gerekliliğini kabul ettiler. Sözleşme kapsamında çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliği savunuluyor.

 

 
Çocuğun yaşadığı ihmal ve istismar kurşun yarası gibidir

 
İhmal ve istismarın çocuk hakkı ihlallerinden en önemlileri arasında bulunduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaşanan ihmal ve istismarın çocukta kurşun yarasına benzer yara oluşturduğunu belirterek ‘Çocuğu yok saymak, adam yerine koymamak, değer vermemek, tebessümü esirgemek duygusal ihmaldir ve çocuğun gelişen ruhunu yaralar.’ dedi.

 

İstismarı birinci derecede yakın yapar

 

Çocukluk döneminde yaşanan en kalıcı şokların başında cinsel istismar ve ihmalin geldiğini belirten Prof.Dr. Tarhan, bu durumun çocukta travma etkisine neden olduğunu kaydederek şöyle devam etti:

 

“Kurşun yarası nasıl tam olarak iyileşmez, izi kalırsa çocuğun yaşadığı cinsel ihmal ve istismar da kişide aynı etkiyi yapar. Travma etkisi oluşturur. İstatistiklere göre istismarı genelde birinci derece yakın yapar. Çocuk ise bu yönelimi sevgi gösterisi olarak algılar. Bu, toplumun içe kanayan yarası. Burada anne ve babaya eğitim konusunda önemli görevler düşüyor. Ebeveyn gerekli eğitimi çocuğuna verebilmeli. Anne babanın yanlış tutumu çocuğunu istismara sürükleyebilir.”

 

 

Çocuğu annesiz bırakmak hak ihlalidir!

 

Çocuk gelişiminde 0-3 yaşın çok önemli olduğuna dikkat çeken Tarhan, bu yaş aralığında annenin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını da söyledi.

 

“0-3 yaş arası annenin yerini hiçbir şey tutmuyor. Anneyle kurulan kararlı, güvenli bir ilişki çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminde çok önemli. Çocuk hayata dair temel bilgileri; sevgi, değer, güvenli bağlanma, kendini ifade edebilme…vs. 0-6 yaş arasında öğreniyor. Yani anneden ve ya onun yerine geçen kişi tarafından öğrenebiliyor. Çocuğa çok iyi bakmak yeterli olmayabiliyor. Örneğin bakımevlerinde çocuklara çok iyi bakıldığı halde güvenli bağlanma sorunu yaşadıkları gözleniyor. O çocuklar ani ölümler yaşayabiliyor. O nedenle bu yaş döneminde annenin çocuğuyla olması çok önemli. Onu annesiz bırakmak hak ihlalidir.”

 

 

İstismar sosyal öğrenmeyle aktarılıyor!
Bu konuya gönül veren herkesin çocuk istismarını önleme noktasında pozitiften hareket ederek bulunduğu alanda onarıcı faaliyette bulunması gerektiğine dikkat çeken Prof.Dr. Tarhan, istismarın sosyal öğrenmeyle aktarıldığını, genetik kodlanan bir şey olmadığını hatırlattı.

 

 

Günümüzde “Kötü bir aile en iyi kurumdan iyidir” anlayışının yanlışlığına değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ilk olarak bu anlayışı düzeltmek gerektiğini kaydetti.

 

 

Duygusal ihmal de hak ihlalidir

‘Bir çocuk babam ya da annem beni sevmiyor diyorsa orada duygusal ihmal vardır’ diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu şartlarda yetişen çocuklarda özgüven eksikliği olduğunu söyledi. Özgüven eksikliği halinde çocukta öfkeli bir kişiliğin gelişeceğinin altını çizen Prof.Dr. Tarhan, ebeveyn tutumunun önemine vurgu yapte:

 

“Bir çocuğun girişimci olması ve kendini ifade edebilmesi için gerekli olan özgüven bu yönüyle temel bir duygu. Onlara iyi bir gelecek sağlamak, mutlu bir yaşam sunmak isteyen anne-babalar çocuklarının özgüvenini en başından desteklemeli ancak onları kibre götürecek davranışlardan uzak tutmalıdır. Çocuklarını seven fakat onları fazla eleştiren, öfkeli ve değersizleştiren ebeveyn modeli gelişime zarar veriyor. Çocuğun ebeveynle özdeşim kurması için diyalog kurabilmesi çok önemli.”

 

Çocuklar arası ayrım da hak ihlali!

Anne babanın gerek kendi çocukları gerekse diğer çocuklar arasında ayrım yapmasının doğru olmadığını ifade eden Prof.Dr. Tarhan, bütün çocukların aynı fıtratta olmadığını hatırlatarak her çocuğun iletişim biçimi ve öğrenme şeklinin farklı olacağını söyledi. Prof.Dr. Nevzat Tarhan, 12 farklı çocuk kişilik özelliğinin olduğunu kaydetti.

 

📆 19 Kasım 2014 Çarşamba 15:26   ·   💬 0 yorum   ·  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İSTANBUL'DA HAVA

İSTANBUL

YAŞAMIN İÇİNDEN

RÖPORTAJLAR

YAZARLAR

ANKET

Yeni tasarımı beğendiniz mi?

Sonuçlar

Yükleniyor ... Yükleniyor ...

PİYASALAR