Uluslararası Üsküdar Şiir Festivali’nin 4. gününde düzenlenen “Genç Şairler Atölyesi”nde şiirin evrenselliği tartışıldı. Atölye çalışması sonucunda yayınlanan bildiride, şairlerin şiire kişisel anlamlar yüklemesi, duygularını ve yaşamlarını şiirlerine aktarması nedeniyle şiirin evrensel olduğuna dair bir sonuca ulaşılamadığı ifade edildi.
Üsküdar Belediyesinin ev sahipliğinde; onursal başkanlığını Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin, koordinatörlüğünü İsmail Kılıçarslan’ın yaptığı festival, 19’u yabancı 35 şairi ağırlıyor.
8 günde 25 etkinliğin düzenlendiği festival 4. gününde genç şairleri atölye çalışmasında buluşturdu. Çamlıca Sabahattin Zaim Eğitim Merkezi’nde Elyesa Koytak moderatörlüğünde gerçekleşen atölye çalışması sonucunda şiirin evrenselliğine dair kesin bir sonuca ulaşılamadı.
Atölye çalışmasına, Amerika’dan Amal Kassir, Kosova’dan Ervina Halili, Macaristan’dan Balázs Szollosy, İspanya’dan Roger Pelaez, ve Hindistan’dan Sonnet Mondal ve Türkiye’den Zeynep Tuğçe Karadağ, Ceylan Öztürk, Raşit Ulaş, Fatih Muhammed Atasever, Gökhan Ergün ve Melek Arslanbenzer katıldı.
Şiirin evrenselliği tartışıldı
Şiirin evrenselliğinin tartışıldığı atölyede, şairler şiire karşı görüşlerini dile getirdi. Şiirin bireyselliği fikrinde birleşen şairlerden, Hindistan doğumlu şair Sonnet Mondal, şiir hakkında, şiirin kendisiyle diyalog kurmasını ve acılarından kaçmasını sağladığını ve şiirin kendisi için kişisel bir anlamı olduğunu ifade etti. Amerika doğumlu Suriye kökenli 19 yaşındaki genç şair Amal Kassir ise şiirin sessizlerin sesi olduğunu ve sesi olunacak bir grup kalmadığında kürsüden inip şiiri bırakacağını dile getirdi. Macar Balázs Szllsy ülkesiyle ilgili tam bir temsiliyet hissetmediğini ve şiir yazmanın tek sebebinin şiir yazmak olduğunu belirterek şiirin bireyselliğine vurgu yaptı.
Atölye çalışmasında şiirin bireyselliği konusunda görüşler dile getiren şairler çalışma sonucunda bildiri yayınladı. Bildiri sonucuna göre, şiir bazen bütün dünyayı kapsayacak kadar evrensel bir düzeye ulaşılabilirken bazen de son derece bireysel kalabilir ve bu bireysellik içerisinden evrenselliği yakalayabilir ve yüksek sanat değeri taşıyan unsurlar barındırdığı gibi sade, günlük ve sıradan unsurlar da şiire dahil olabilir.
Şiir görünmeyeni görünür hale getirir
Bildiride, “Şiir insanın hem kendisiyle hem toplumla hem de diğer şairlerle kurduğu bir diyalogdur. Bir anlatı ve anlamlandırmadır. Kişinin kendini, tanık olduğu tarihi, yeri, toplumu anlatma ve anlamlandırma çabasıdır. Şiir habercidir. Şairine de okuyucusuna da bilmediği ya da fark etmediği bir dünyadan ya da dünyalardan haberler ve işaretler getirir. Şiir bazen herkesin gördüğü bir gerçeği şairin bakış açısıyla yeniden anlamlandırma imkanı sunarken, bazen hiç görülmeyeni görünür hale getirir.” deniyor.
Bir yanıt yazın