Ünlü ney ustası ve şair Neyzen Tevfik, ölümünün 63. yıl dönümünde Kartal Belediyesi tarafından Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde düzenlenen geceyle anıldı.
Gündüz Kartal Mezarlığı’nda düzenlenen anma töreninin ardından akşam Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde Neyzen Tevfik için bir saygı ve anma gecesi düzenlendi. Anma gecesine Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’ün yanı sıra; Kartal Belediyesi Başkan Yardımcıları Av. Hüsnü Yeşilyurt, Mustafa Fehmi Okay, Feyyaz Kaynak, Ali Apaydın, Kartal Belediyesi Meclis Üyeleri, Kartal CHP Gençlik Kolları, Kartal Belediyesi Birim Müdürleri, Kartal Belediyesi Başkan Danışmanları, Karyapsan Yönetim kurulu Başkanı Nizamettin Zorgül, Samsunlular Derneği Federasyon Başkanı Metin Şenel, Kartal Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Gürsel Öğüt, Baba tarafından Neyzen Tevfik’in torunu Vildan Lokman Köse ve Kartallı vatandaşlar katıldı.
Hırsızın, arsızın belası, en sıkı devrimci, büyük ney üstadı Neyzen Tevfik’in yaşamı, bir usta kalemin, Gazeteci yazar Hıfzı Topuz’un elinde romanlaştı. Konuşmacı olarak yer aldığı Neyzen Tevfik anma gecesinde, Topuz ayrıca Atatürk’le olan karşılaşmalarını ve Hasan Ali Yücel’le geçen anılarını anlattı. Anma gecesinin moderatörlüğünü şair Yılmaz Özdemir yaptı. Gazeteci yazar Hıfzı Topuz’u yaşamındaki kariyer ve başarıları anlatarak sahneye davet eden Özdemir, Neyzen Tevfik’in hayatından kesitler sunarak, şiirlerini seslendirdi.
“Neyzen Tevfik, isyanın, barışın, öfkenin ve huzurun çözeltisi”
Gecede konuşma yapan gazeteci yazar Hıfzı Topuz, “Ben de Kartallıyım. 16 yaşıma kadar Kartal’da yaşadım. Neyzen Tevfik, isyanın, barışın, öfkenin ve huzurun çözeltisi adeta. Neyzen’i romanımda tüm ayrıntılarıyla yazdım. Neyzen’de bu saydıklarımızın hepsi var. Onun yaşamı; barış ve huzurun özlemini, sevgiyi içinde yaşatıyor. Yaşamdan zevk alıyor. İnsanlarla barışık, çevresindeki herkesle iyi anlaşıyor. Kimseye düşman gözüyle bakmıyor. Ama toplumdaki düzensizliklere de baş kaldırıyor. Her zaman barıştan yana. Ülkeyi maceralara sürüklemek isteyenlere düşman. Kara inançlarla savaşıyor. Paraya ve koltuğa metelik vermiyor. Hiçbir zaman cebinde beş para tutmuyor. Eline geçeni, ihtiyacı olanlara dağıtıyor. Üzerine giymiş olduğu yeni elbisesini sokakta gördüğü ihtiyaç sahibi birine verebiliyor. Özgürlüğünü asla dünya nimetleriyle değişmiyor. Dünya umurunda değil. Neyzen’in şiirleri, bugün yazılmış gibi. Aramızdan ayrılalı 63 yıl olmuş; ama sanki hala aramızda. Düzensizliklere ve yolsuzluklara dümdüz gidiyor.
Neyzen’i hep sarhoş ve küfürbaz biri olarak tanıtıyorlar. Bu, doğru değildir. Neyzen çağının en duygulu sevda şairlerinden biridir. Şiirlerinde hepimizin duygularını paylaşıyor. Dönemin bütün büyüklerine saldırdığını sanmayın. Atatürk’e yaşamı boyunca saygılı kalmış. Onu görünce bayram etmiş, ölünce de yas tutmuş. Onun saldırdığı büyükler başka. Hak hukuk tanımayanlar, maceracı çılgınlar, ittihatçılar, sömürü düzenine, yolsuzluklara, hırsızlıklara yeşil ışık yakanlara karşı gelmiş. Gel de sevme böyle bir adamı. Neyzen, büyük bir devrimci. Bu devrimciliğin temelinde Atatürk hayranlığı var. Onu, bağımsızlık, özgürlük aşkı ve başkaldırı izliyor. Mevlevihane havası onu büyülüyor, dervişleri dinliyor, onlardan etkileniyor, ruh âlemine katılıyor ve kendini o duygu seline kaptırıyor; ancak onların geleneklerine baş eğmiyor. Belirli bir yere kadar onlarla yürüyor. Daha sonra yollar ayrılıyor. Neyzen için her şeyden önce özgürlük geliyor.” diyerek usta şairin hayatından kesitler sundu. Hıfzı Topuz, konuşmasının ardından Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’e, Neyzen Tevfik’e vermiş olduğu değerden dolayı teşekkür etti.
“Hayatı Kartal’la kesişenlere sahip çıkmak görevimiz”
Anma gecesinde konuşan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, “Neyzen Tevfik Kartal’da hiç yaşamadı. İnsanlar bir gün ölür gider. Eserleriyle, fikirleriyle yaşarlar. Biz şanslıyız. Neyzen’in mezarı burada ve biz onu bu şekilde yaşatıyoruz. Kim olursa olsun hayatının bir bölümü Kartal’la kesişenlere Kartallı olarak sahip çıkmak bizim görevimiz. Kentler, geçmişle geleceği bir araya getirip bir kent hafızası oluşturabiliyorsa bir özelliği olur. Yoksa değişen dönüşen ruhsuz çizgi romanlardaki vahşi batı gibi bir kent hayali yaşarsınız. Öyle bir kent oluşsun istemiyoruz. Şair hocam, biraz önce 16 yaşına kadar yaşadığı Kartal’la bugünkü Kartal arasında hiçbir bağın olmadığını söylüyor. Doğrudur. O hiç bağ olmayan Kartal’ı, ruhu olan ete kemiğe bürünmüş bir kent haline getirmeye çalışıyoruz. İşte onun en büyük temeli de geçmişle geleceği bir arada tutabilmektir. Neyzen Tevfik ile Kartallı Kazım ile bir arada tutabilmektir. Dolayısıyla biz kent hafızası oluşturmaya çalışıyoruz. İşte bunun en güzel örneklerinden birisi de 93 yaşında olan Hıfzı Topuz hocamızdır. Kartal’ın geçmişinde yaşamış olan hocamızın verdiği örnekler ve yaşadıkları, kentimizin hafızasına katkıda bulunuyor. Hocamıza ve katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. 6 yıldan beri Kartal Belediyesi olarak Neyzen Tevfik Kolaylı’yı anıyoruz. Böyle değerleri yaşatmaya devam edeceğiz.” dedi.
Konuşmanın sonunda Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, gecenin anısına gazeteci yazar Hıfzı Topuz’a plaket ve Kartal’ın tarihini anlatan bir kitap hediye etti. Samsunlular Derneği Federasyon Başkanı Metin Şenel de böyle bir etkinliği düzenlediği için Başkan Altınok Öz’e teşekkür ederek üzerinde dernek logosunun olduğu Neyzen Tevfik tablosu hediye etti. Gecenin sonunda gazeteci yazar Hıfzı Topuz, vatandaşlara kitaplarını imzaladı.
Neyzen Tevfik Kolaylı kimdir?
Haksızlık karşısında dik duran ve korkmadan düşündüklerini söyleyen Neyzen Tevfik Kolaylı, iyi eğitimli bir aileden geliyor. Dedesi hafızdır. 24 Mart 1879’da Bodrum’da doğan Neyzen Tevfik’in asıl adı Tevfik Kolaylı’dır. Babasının memleketi Bafra’nın Kolay nahiyesi olduğu için soyadı kanunuyla “Kolaylı” soyadını almıştır. Babası Rüştiye Mektebi muallimi Hasan Fehmi Bey, Annesi Emine Hanım’dır. Kendine özgü yergileri ve yaşam biçimiyle adını duyuran Neyzen Tevfik, babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında, usta bir neyzen olan Berber Kazım’la tanışır ve ondan ney dersleri alır. Aynı günlerde de ilk sara nöbetini geçirir. Bu arada okulu bırakan Neyzen Tevfik’i babası yatılı olarak “İzmir İdadisi”ne yazdırır. Ancak sara nöbetlerinin yeniden başlaması üzerine eğitimini bir süre erteler. Neye duyduğu derin sevgiyle İzmir Mevlevihanesine girer. Burada Tokadizade Şekip, Tevfik Nevzat, Ruhi Baba ve Şair Eşref gibi pek çok ünlü isimle ile tanışır. Onlardan Türkçenin yanı sıra; Arapça ve Farsça dersleri alır. Şair Eşref, yalnızca dostu ve hocası olarak kalmayarak ona hicvin kapılarını açar.
1898 yılında, babası medrese öğrenimi için Neyzen’i İstanbul’a gönderir. Fethiye Medresesi’ne yerleştirir. Ama Neyzen Tevfik, zamanını daha çok Galata ve Yenikapı Mevlevihanelerinde geçirir. Bu arada Mehmet Akif Ersoy’la tanışır. Mehmet Akif, Neyzen’in dönemin seçkin müzisyen ve edebiyatçıları ile tanışmasını sağlar. 1901 yılında, medrese giyimi olan cüppe ve şalvar yerine Akif’in verdiği setre pantolonu giymesi, akşamları medrese dışında kalması, ileri geri konuşmalara yol açınca, Fethiye Medresesi’nden ayrılır. Önce Fatih’teki Şekerci Hanı’na, sonra da Çukurçeşme’deki Ali Bey Hanı’na yerleşir. Bu arada babasını tanıyan ve daha sonra Şeyhülislam olan Musa Kazım Efendi, onu kendi derslerine kabul eder. Onun sayesinde Neyzen Tevfik, Ahmet Mithat Efendi, Muallim Naci, Şair Şeyh Vasfi gibi edebiyatçılarla tanışır. Mehmet Akif’le dostluğu süren Neyzen, Mehmet Akif’e ney öğreten kişidir. Mehmet Akif de Neyzen’e Arapça, Farsça ve Fransızca öğretir. Bir gün gözaltına alınan Neyzen, sıkıntı dolu bir sorgulamadan geçirilir. Bu arada, daha önce tam 35 kez jurnal edilmiş olduğunu öğrenir. 15 gün sonra da serbest bırakılır. Sütlüce Bektaşi Tekkesi’ne devam ederek Şeyh Mümin Baba’dan nasip alır. Siyasi baskının artmasından sonra yurt dışına gitmeye karar vererek 1902 yılında Mısır’a gider. Bir süre sonra Mısır’dan da döner. Neyzen Tevfik, 1910 yılında sarıklı bir zâtın kızı olan Cemile Hanımla, kardeşinin ve babasının karşı çıkmasına karşın, annesinin ısrarı ile evlendirilir. Leman adında bir kızı olur. Ancak evliliği uzun sürmez. 1926 yılında Atatürk’le tanışan Neyzen Tevfik, 1927 yılında sara nöbetleri ve alkol yüzünden artık sık sık gideceği Toptaşı Tımarhanesi ve Zeynep Kamil Hastanesi’nde tedavi görmeye başlar. 1928 yılında, eski dostu Mehmet Akif’i görmek için tekrar Mısır’a gider ve 1 yıla yakın bir süre yanında kalır. 1940’lı yıllarda doktor ve aynı zamanda dostları Mazhar Osman ve Rahmi Duman’ın aracılığı ve valiliğin oluru ile Bakırköy Akıl Hastanesi’nin 21 no’lu koğuşu kendisine ayrılır. İstediği zaman gelir, yatar, dinlenir ve çıkar gider. Neyzen Tevfik’in yaptığı; ne hayatı, ne dünyayı, ne de kendisini “hiç” kavramıyla ifade etmek değildi. O, karşıtlıkların birbirini var ettiği algılayışımızda, var oluş derinliğinin sarhoşluğu içinde arayışını sürdürürken “Hiç” olanı fark etmişti. Para pul, mal mülk, şan şöhret, elinin tersiyle ittiği şeylerdendi. Adaletsizliğe, çıkarcılığa, kör inançlara, baskıya, otoriteye, din istismarına sert ve etkili bir üslupla hicivlerinde ve hayatında baş kaldırdı. Çok dilli bir insan olan Neyzen Tevfik, hayata farklı açılardan bakmayı bilen biriydi.
Bir yanıt yazın