MENÜ ☰
Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  
Realty House Gayrimenkul
İstanbul 34 Gazetesi » Genel, İlçeler, Kartal, Manşet, Toplum » (TAK) DRAGOS KAZI ALANI’NDA KAMP YAPTI
(TAK) DRAGOS KAZI ALANI’NDA KAMP YAPTI

TASARIM ARAŞTIRMA KATILIM DRAGOS KAZI ALANI’NDA KAMP YAPTI

Tasarım Araştırma Katılım (TAK) Kadıköy, Kartal Belediyesi’nin Dragos’ta bulunan Arkeolojik Kazı Alanı’nda kamp yaptı. Farklı üniversitelerde okuyan gençlerin de katıldığı kampta, mekansal sorunlara yönelik strateji ve tasarımlarını Kartal için ortaya koydular.

 
Kartal Belediyesi’nin Dragos Arkeolojik Kazı Alanı, genç tasarımcıları ağırladı. Gönüllüler, üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan öğrenciler ve destekçileri, Kartal Belediyesi Arkeolojik Kazı Alanı’nda kamp yaptı. Tasarımcılar, mimarlar ve şehir plancılarının da katıldığı kampta davetliler, arkeolojik kazı alanını gezdiler, Belediye yetkililerinden buluntular ve kazı alanı hakkında bilgi aldılar.

 

unnamed (2)
Kentsel Strateji firması kurucusu ve Şehir Planlamacı Faruk Göksu yönetiminde, Kartal ilçesindeki sorunların; gönüllü ve profesyonel tasarımcıların bir araya gelerek Ulusal ve uluslararası kültür, sanat ve tasarım etkinliklerinin düzenlenmesi ve Kartallıların fikir ve tasarım yoluyla proje süreçlerine katılımı, sektörler arasında yaratıcı fikirler ve işbirliği sağlanarak, uygulanabilir tasarım yoluyla çözülmesi hedefi ile hayata geçirilmesi amacıyla TAK, Dragos Arkelojik Kazı Alanı’nda bir araya geldi.
TAK ve gönüllü öğrenciler, keşif temaları başlığı altında taş heykellerden, graffitilere, sokak performanslarına, kamusal sanatın geniş yelpazesinin Kartal’da denenebileceği sanat, Bizans’ın kayıp Sarayı olarak düşünülen “Brias Sarayı”nın işlendiği arkeoloji, Tekel Fabrikası’nın kurulduğu yıllarda bağ-bostan ve tütün tarlalarıyla dolu olan ve Tekel Fabrikası’nın işçilerinin yanı sıra bölgede tarımla uğraşan Anadolu’dan mevsimlik olarak gelen köylülerin işlendiği, 1949 sonrası sanayileşen, bir zamanlar sayfiye yeri ile anılan Kartal ekolojisini, Tekel ile kısa zamanda Anadolu’dan göç eden köylülerin işçiye dönüştüğü bir emekçi kenti olan Kartal’da; kentin tarımdan sanayiye geçişini sağlayan fabrika, bugüne kadar hep değişen ve yarın ne olacak? sorularına cevap arandığı, teknoloji temalarının işlendiği kampta; verilen bilgi ve ortaya çıkan eserlerle kazı alanını keşfeden katılımcılar birbirinden değişik temalar üzerinde tartışarak beyin fırtınası ile birbirlerini tanıma fırsatı buldular.

 

 
“Hollanda’ya Laleler Soğanlık’tan Gitti”
Açık havada yapılan toplantıda konuşan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, katılımcılara Kartal’ın tarihi hakkında bilgi verdi. Başkan Altınok Öz, “Kartal’da 1867’li yıllarda belediye kurulmuş. Orası bir köy; Yakacık, Soğanlık, Kartal merkez gibi. Yakacık’ın tarihi bir konumu var. Ayazma suyu, Hristiyan inancına sahip insanlarımız için kutsal değerde. O nedenle, o dönemden beri karşıda Avrupa yakasında yerleşik olan insanlar bile oraya hem o suyu içmeye geliyorlar, hem de orayı geziyorlar. Orası İstanbul’un balkonu. Kentin merkezi ile orası arasında 4-5 derece ısı ve önemli ölçüde nem farkı var. Eski bir yerleşim yeri. Soğanlık ise üç mahalle… Şu anda Soğanlık Yeni, Soğanlık Orta ve Gümüşpınar Mahalleleri var. Gümüşpınar merkezli, asıl Soğanlık tabiriyle anılan yer, 1876 yılında Çalık Ahmet Paşa’nın kurduğu yer. 1676’dan sonra Haseki Sultan tüberküloz yani verem oluyor. Verem nedeniyle oraya geliyor ve o bölgenin suyu, havası nedeniyle bir hamam yaptırıyor. Eski bir hamam var, hafif yıkılmış. Çeşme ve bir de cami yaptırıyor. Ve orada kalıyor, tedavisini orada yaptırıyor. O sırada Soğanlık lale bahçeleriyle, lalelerle kaplı. Dolayısıyla oradaki laleleri de saraya götürüyor. 20-30 yıl sonra da devre adını veren ‘Lale devri’ başlamış oluyor. Has bahçeye giden yani saraya giden lale, daha sonra Hollandalı bir profesör tarafından Hollanda’ya götürülerek çoğaltılıyor ve dünyaya Hollanda lalesi olarak sunuluyor. İşte o lalenin çıkış yeri orası. Burada belirtmek lazım. İslam felsefesinde veya İslam dokuma sanatında, kaftanlarda veya camilerin motiflerinde laleyi görürüz. Lale İslam için kutsal. Ama bir de lalenin çıkış noktası var ki, orası da Kartal ve Soğanlık’tır.” dedi.

 
“Kartal Sanayi Bölgesiydi”
1949 yılında Kartal’ın bir sanayi bölgesi olduğunu hatırlatan Başkan Altınok Öz, “Bir de Kartal’ın merkezi var. Kartal, merkezinde bir kilise ile iki tane camisi olan kıyısı dik bir balıkçı köyü. 1949 yılında burası sanayi bölgesi ilan ediliyor. Siz tabi bilmezsiniz, ben İstanbul’u 27 yaşında gördüm. İstanbul’a geldiğimiz zaman, Küçükyalı’da bir tane geçit vardı. Oradan geçtiğimizde ‘Şimdi İstanbul’a geldik, biraz sonra İstanbul’da olacağız’ derdik. İstanbul’un dışında ama İstanbul’a yakın bu bölge, sanayi bölgesi ilan edilmiş. İşte burada Tekel fabrikası var. Tekel fabrikası yakın zamana kadar 12 bin insan çalıştırırdı. Fabrikaların yoğun olduğu bir bölge olduğu için Kartal işçi kenti, sanayi kenti olarak anılıyor. O dönemde buralar yapılırken, fabrikalar açılırken Türkiye’nin belli yerlerinden belli gruplar geldi. Tekel’e Bafra’dan, Elazığ’dan insanlar geldi, burada bir mahalle kurdular. Cevizli Mahallesi’nin büyük çoğunluğu Elazığlıdır, Samsunludur. Daha sonra Eskişehirliler ‘Eskişehir’ diye bir mahalle kurdular. Topselvi tarafında Bilecik Mahallesi kuruldu. Bu sefer ulaşım sorunu olunca Siirt’den bir grup geldi. Onlar da E-5’in biraz daha üstünde Yakacık’a yakın yerlerde Siirt Mahallesi’ni kurdular. 70’li yıllarda büyük bir Erzincanlı göçü oldu. 80 öncesi 70’li yılların başında 35 bin nüfus varken Kartal’da bunların aşağı yukarı 25 binini Erzincanlılar oluşturuyordu. 1949’dan sonra fabrikalara devlet yer veriyor veya şahıslara uygun fiyata satıyor. Orada çalışan işçilerin sosyal konut ihtiyacını düşünmüyor. Sadece burada değil Türkiye’nin çoğu yerinde düşünmediği için gelenler de kendi sorunlarını kendi çözüyor. Yani devletin, belediyenin, şahısların arsalarının üstüne yapılarını konduruyorlar. İşte birinci çarpık yapılaşma dönemi Kartalda böyle başladı.” diye konuştu.

 
unnamed (3)
“Tapu ve Mülkiyet Sorunlarını Çözdük”
Göreve geldiğinde Kartal’da tapu ve mülkiyet sorunu olduğuna işaret eden Başkan Altınok Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Tapu sorunu var. Mülkiyet sorunu var. İstanbul ile Ankara arasında bu açıdan bir fark var. Ankara’nın gecekonduları ihtiyaca yöneliktir, buradaki gecekondular ranta yöneliktir. Çocukları evlendikçe bir kat çıkıyorlar. Misal 5 katı da yasal değil, mülkiyet onun değil. Ama ‘5 kat benim, 5 daire benim hakkım’ diyorlar. İşte kentsel dönüşümdeki en büyük sıkıntılardan biri bu. 80 ihtilali sonrasında ‘İstanbul’un taşı toprağı altın’ anlayışıyla büyük kente göçün artmasıyla konut ihtiyacını karşılamak için bu sefer Toplu Konut Kooperatifleri dönemi başladı. Kartal’da 359 tane site var, toplu konut var. Bunlardan 100 – 150 tanesi Uğur Mumcu’da çöplüğün ıslahıyla elde edilen o araziye yapılan konutlar. Orası 775’e tabi, dolayısıyla ilçe belediyeleriyle ilgileri yok. Toki veya Büyükşehir’in oranın sorununu çözmesi gerekiyor. Zaten bütün planları, her şeyi onlar yapıyor. Kalan sitelerden 83 tanesi 2001 deprem yönetmeliğine uygun olarak yapıldı. Onlarda sorun yok. Kalan 169 tanesi deprem yönetmenliğinden nasibini almadığı için biz bir araştırma yaptık. Nasıl dönüşürler? Ne durumdadırlar? Mülkiyet durumu nedir? Kaç kişi yaşar diye baktık. C 5 oldu, 6 çıkan oldu, 10 çıkan oldu, 12 çıkan oldu, 17 çıkan oldu. Bunları kategorize ettik. Bunların içinde ne yaparsan yap dönüşemeyecek siteler vardı. Biz onlardan birini dönüştürmeyi başardık. 332 tane dairesi olan bu sitenin belediyede kaydı yok. 11’er kat, 7 blok. Orayı dönüştürecek bir şekil bulduk. Çözümü Çevre ve Şehircilik Bakanıyla paylaştık ve bakanlık ilk uygulamasını orada yaptı. Patlatıcılarla blokları yıktı. Şimdi hafriyatı alınıyor ve yakında temel atacağız. Bütün bunların verileri bizde var. Hükümetler iki kez, hem Gecekondu Önleme Kanunu, hem de 775 olarak iki kez kanun çıkartmış. Yerel yönetimler bu iki kanundan da yararlanıp ne imar ıslah planlarını adam gibi yapmışlar, ne de 775’i adam gibi çalıştırmışlar. Biz bağırıyoruz, çağırıyoruz, kızıyoruz. 6306 sayılı yasa biraz da bu ihtiyaçtan doğdu.”

 

“İnsanlar Düşünsün İstedik ”
Başkan Altınok Öz, her yıl Kartal’da Uluslararası Heykel Sempozyumu düzenlediklerini dile getirerek “Heykel sempozyumu düzenliyoruz, insanlar düşünsün istiyoruz. Biz burada, karşısındakinin söylediğinin de doğru olabileceğini düşünen bir kentli yaratmak istiyoruz. Kartal bizim için önemli. Hemen şurada yelken kulübü var, şurası Dragos, arkada Aydos Dağı ve Kayış Dağı var. Burada en ölü zamanda bile rüzgar 5 natın altına düşmez. Burayı İstanbul su sporları merkezi ilan ettim. Bu Kartal için önemli bir kazanımdır.” dedi.

 

“Denizle Barışık Bir Kent Olmalıyız”
10 kilometre kıyısı olan Kartal’ı denizle barışık bir kent haline getirmek istediğini vurgulayan Başkan Altınok Öz, “ 10 km kıyısı olan bir kentte deniz araçlarıyla barışık değiliz, denizle barışık değiliz. Denizle yaşamıyoruz. O halde bizim denizle yaşamamız, halkımızı da denizle buluşturmamız lazımdı. Şu burundan Kartal burnuna kadar kazıklı yol yapsalardı şu güzelim plajlar ve kumsal gitmezdi. Biz de Büyükada’da bir yer kiraladık. Şimdi orada bir tesisimiz var. Vatandaşlarımız, Büyükada Sosyal Tesisimize 20 dakikada gidebiliyor, adanın ve denizin keyfini çıkarıyorlar.” dedi.

Galeri
📆 27 Ağustos 2014 Çarşamba 17:07   ·   💬 0 yorum   ·  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

.

ANKET

İSTANBUL'DA HAVA

İSTANBUL

YAZARLAR

YAŞAMIN İÇİNDEN

RÖPORTAJLAR

PİYASALAR