MENÜ ☰
Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  
Realty House Gayrimenkul
İstanbul 34 Gazetesi » Genel, Manşet, Toplum » İBB Meclisinin Doktor Üyesi CHP’li Yavuz İren Mecliste konuştu
İBB Meclisinin Doktor Üyesi CHP’li Yavuz İren Mecliste konuştu

İBB Meclisinin Doktor Üyesi CHP’li Yavuz İren Mecliste konuştu: “Türkiye’de ortalama her 750 kişiye bir hekim düşerken, komşumuz Yunanistan’da bu oran her 1000 kişiye 6 hekimdir”

 

Esenyurt Belediyesi ve İBB Meclisinin CHP’li Üyesi Dr. Yavuz İren, İBB Meclis kürsüsünde ‘14 Mart Tıp Bayramı’ konulu gerçekleştirdiği gündem dışı konuşmasında Tıb’ın gelişiminden bahsederek karşılaştırmalar yaptı ve Türkiye’de yaşanan sağlık ve hekim sorunlarını sorguladı; “Türkiye’de ortalama her 750 kişiye bir hekim düşmektedir. Oysa Avrupa Birliği ortalaması 3 hekimken, komşumuz Yunanistan’da bu oran her 1000 kişiye 6 hekimdir”
Esenyurt Belediyesi ve İBB CHP Meclis Üyesi Dr. Yavuz İren İBB Meclis kürsüsünde gerçekleştirdiği, konuşmasının tam metni;

Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyesi Arkadaşlar; Bayramlar mutlulukların paylaşıldıkları günlerdir, oysa ‘14 Mart Tıp Bayramı’ moderin tıbba adım atmanın sevincinin paylaşıldığı bir bayram günü olmanın dışında esaret ve işgale karşı başkaldırı ruhunun şaha kalktığı bir günün de ifadesidir.

 

Hekimlik mesleği insan sağlığıyla uğraşan bir meslek olmasından dolayı; tarihide insanlığın yeryüzünde var oluşuyla başlamış sayılmaktadır. Öyle ki ilkçağlarda hekimi tanımlarken “tanrının eli” olarak tarif etmişler. Hatta “ağrıyı dindirmeyi ilahi sanat” olarak izah etmişlerdir.
Mitolojide ilk hekim ‘aeuskulap’ olduğu (m.ö:3000) ve yılanbaşlı asasıyla hastaları iyileştirdiğine inanılırmış. O nedenledir ki şu an doktor amblemindeki ‘yılan’ figürünün de burdan geldiği söylenir. Tıbbı felsefeden ayırarak gözleme dayalı bir meslek haline dönüştüren ise hipokrattır. O nedenle tıbbın babası “hipokrat” olarak kabul edilir (m.ö:450-500). Bu nedenledir ki tıp fakültelerin mezuniyet törenlerinde “hipokrat yemini” yaptırılır.

 

Tıbba büyük hizmetleri olmuş en ünlü hekimimiz “ibn-i sina” 980-1037 yıllarında yazdığı kitaplar uzun yıllar Avrupa Tıp Fakültelerinde ders kitabı olarak okutulmuş. Osmanlı tıbbı 15. Ve 16. Yüzyıllara kadar islam tıbbının etkisi altında kalmış.

 

Bu sırada batıda 14. Yüzyılda İtalya’da başlayan Rönesans 15. Ve 16. Yüzyıllarda bütün Avrupa’ya yayılmış. Tıp alanında da birçok buluş ve ilerlemeler kaydedilmiş. III. Selim zamanında yeni tıp eğitimi veren bir tıphane açılması düşünülmüş. Teşrih (anatomi) yasağından dolayı ulemadan çekinen III. Selim buna cesaret edememiş, Rumlara tıp fakültesi kurmaları için izin vermiş. (1805)

 

Ancak 14 Mart 1827 tarihinde II. Mahmut döneminde; hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağ’ında “tıphane-i amire ve cerrahhane-i amire” adıyla bir okul kurulmuştur. Modern tıbbın ülkemizde temelini teşkil eden bu olay yıllar sonra; yani işgal altındaki İstanbul’da 14 Mart 1919’da tıbbiye 3. Sınıf öğrencisi olan Hikmet Bora önderliğinde tıp okulu öğrencileri işgalcilere protesto amaçlı toplanmış, o dönemin ünlü doktorlarında desteğiyle 14 Mart gününü “tıp bayramı” olarak kutlamışlardır.

 

Tıbbiyeli öğrencilerin bu başkaldırı niteliği taşıyan “tıp bayramı” kutlamaları kurtuluş savaşının da ilk fitilini ateşleyen direniş hareketlerinden biridir.
Bu sevinilesi tarihsel gelişmelerin ışığında her yıl kutlanan “tıp bayramları” hızla gelişen ülkemizde toplum sağlığı karşısında yeterli yapılmayınca ileri ülkelerden geriye düştük. Bugün ülkemizde; 36.090 pratisyen hekim, 72.405 uzman hekim, 20.882 uzmanlık eğitimi alan hekim olmak üzere toplam 129.380 hekim bulunmaktadır.

 

Bu da şu demektir; ortalama her 750 kişiye bir hekim düşmektedir. Oysa Avrupa Birliği ortalaması 3 hekimken, komşumuz Yunanistan’da bu oran her 1000 kişiye 6 hekimdir. Ve yine bu tabloya baktığımızda uzman hekim sayısı–pratisyen hekimin 3 katı kadar. Hâlbuki bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde koruyucu hekimlik (pratisyen hekim) ön plana çıkarılmak zorundadır. Tam tersi biz tedavi edici hekimliği (uzman hekim) öne çıkarmış bulunuyoruz.

 

 

Diğer taraftan sağlığın parayla alınıp-satılabilir bir meta haline getirilmesi ve paran kadar sağlık alabilir olmak da başka bir garabet olmuş ülkemizde. Anayasamızda “sosyal devlet” ilkesi var olmasına karşın; paran yoksa yaşam hakkın da yok konumuna düşürülmüş durumdayız. Diğer taraftan AKP iktidarı “sağlığı parasız yaptık, gidin bütün hastaneler size bedava” diyerek vatandaşı yönlendirince gün geçmiyor ki acil servislerde bir doktor yada sağlık çalışanı dayak yemesin.

 
Tıp bayramı günü bunlardan bahsetmek pek şık durmazsa da bu gerçeğimizi de görmezden gelemeyiz. Son olarak da ülkenin gençlerinin başına bela olmuş uyuşturucu derdi ise toplumsal yaraya dönüştü, İnsanlar çare için kapı-kapı dolaşıp nasıl çözüm buluruz derdindeyken ne yazık ki bizler Büyükşehir Meclisi CHP Grubu olarak verdiğimiz soru önergesi geçiştirildi, hatırlatmak isterim.

 
İnsanımızın derdini dert edinen hekimlerimizin sıkıntıları da diz boyu. Ümit ederim bu bayram onların sıkıntılarının giderildiği, halkımızın da ücretsiz sağlık hizmeti alacağı günlere vesile olması dileğiyle “tıp bayramı” kutlu olsun… Saygı ve Sevgilerimle CHP İBB Meclis Üyesi Dr. Yavuz İren

📆 16 Mart 2015 Pazartesi 13:24   ·   💬 0 yorum   ·  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

.

ANKET

İSTANBUL'DA HAVA

İSTANBUL

YAZARLAR

YAŞAMIN İÇİNDEN

RÖPORTAJLAR

PİYASALAR